Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2304 E. 2022/5239 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim istemli dava sonunda Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 29.12.2021 tarihli ve 2020/821 Esas ve 2021/1537 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakanı ...'e ait 63 parselin tapu kaydında malik bilgisinin “... oğlu ...”; 167, 168, 169 170, 171, 306, 258, 439, 469 parsellerin tapu kayıtlarında ise “... oğlu ...” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, gerekli araştırma ve incelemenin yapılması lüzumuna değinerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 25.05.2015 tarihli, 2015/6510 Esas ve 2015/7557 Karar sayılı kararı ile, “..."... oğlu ...” ve ... oğlu ...” ile davacının mirasbırakanı “...”in aynı şahıs olup olmadıklarının duraksama yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, dayanak tapu kayıtları ile tescile esas tüm belgelerin getirtilmesi, ve bu kayıtlar ile örtüşecek şekilde nüfus kayıtlarının araştırılması, davacının mirasbırakanı ... (...) ... hakkında soyadı tashihi yapılıp yapılmadığının sorulması, dava konusu taşınmazların kayıtlarında malikin doğum tarihlerine ilişkin belirtmeler arasındaki çelişkinin giderilmesi, özellikle nüfus kaydı tespit edilen ... ve ... oğlu ...'ın mirasçılarının duruşmaya çağrılarak mülkiyet iddialarının olup olmadığının sorulması, gerekirse mahallinde keşif yapılması, tüm bu araştırmalar sonucunda hasıl olacak neticeye göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere noksan soruşturma ile yetinilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; tapuda kayıt tashihi davalarında esas olan tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesi olup, kayıt maliki olduğu iddia edilen ...'in baba adı nüfus kayıtlarında “... ...” olduğu halde “... oğlu ...” olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır...” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.09.2018 tarihli ve 2015/1526 Esas ve 2018/1248 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 14.09.2020 tarihli, 2018/5461 Esas ve 2020/4073 Karar sayılı kararı ile, “…Mahkemece 25.05.2015 tarihli bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur… Dava konusu taşınmazlarla ilgili tescile esas tüm belgelerin ilk tesisinden itibaren tüm geldi ve gitti kayıtlarının dayanağı (kök tapu kayıtları, itiraz dosyaları ile intikal işlemlerini de içerir şekilde) belge ve işlemlerin getirilmesi, hükmüne uyulan önceki bozma ilamında belirtildiği şekilde "... oğlu ...” ve “... oğlu ...” ile davacının mirasbırakanı ...’in aynı şahıs olup olmadıklarının duraksama yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, dosya içeriğindeki güncel tapu kayıtlarından; dava konusu taşınmazların 3083 sayılı Yasa kapsamında toplulaştırma işlemine tabi tutuldukları, eski kayıtların kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın kabul edilmesi halinde, yeni parsel numaraları üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, kaydı kapatılan parseller esas alınmak suretiyle infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmesinin de isabetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.” gerekçesiyle mahkeme kararı ikinci kez bozulmuştur.

6. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 29.12.2021 tarihli ve 2020/821 Esas ve 2021/1537 Karar sayılı kararıyla; ... oğlu ... ile Kadastro Tutanaklarında ismi geçen ... oğlu ...'in aynı kişi olduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma kararının gerekliliklerinin yerine getirilmediğini, salt dosyada mevcut kadastro tutanaklarındaki hicri doğum tarihiyle nüfus kayıtlarındaki doğum tarihlerinin farklı olduğunun tespitine dayanarak davanın reddedildiğini, dava konusu tapu kayıtlarındaki isimler ile nüfus kayıtlarındaki isimlerin aynı olduğunun, kendisinin mirasçı olduğunun, soyadı farklılığındaki çelişkilerin giderildiğinin, kolluk araştırma tutanakları, tanık beyanları ve diğer bilgi ve belgelerle de uyuştuğunu, doğum tarihinin kütükte bulunmasının zorunlu olan kimlik bilgilerinden olmadığını, doğum tarihinin hicri-miladi dönüşüme göre uyuşmamasının davanın esası üzerinde etkisi olamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 321. maddesinin 4. fıkrasında “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dosya içeriğinden, davacının 23.03.2017 tarihli celseye katıldığı, bir sonraki celse olan 30.05.2017 tarihli celsede ise mazeretsiz gelmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, aynı gün davacı tarafça dosyanın yenilendiği, 27.10.2021 tarihli celse için davacı vekilinin ortağının covid pozitif çıkması nedeniyle sakıncalı bulduğu için gelmeyeceğini belirterek mazeretinin kabul edilmesini istediği, mahkemece belgelendirilmeyen mazeretin reddine karar verilerek dosyanın işlemden kaldırıldığı, sonrasında davacı tarafça dosyanın yenilendiği ve mahkemece yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.

9.3.2. Somut olayda, eldeki dava basit yargılama usulüne tabi olduğundan 23.03.2017 tarihinde işlemden kaldırılan ve yenilenen dosyanın (9.2.1.) paragrafta belirtilen Kanun hükmü göz ardı edilerek 27.10.2021 tarihli celsede tekrar işlemden kaldırılması hatalı olmuştur.

9.3.3. Hal böyle olunca, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararların ihdasi (kurucu) değil, ihzari (açıklayıcı) nitelikte olduğu da gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile (IV/6.) paragrafta yer alan kararın verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.06.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.