Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2316 E. 2023/6804 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1920 E., 2021/1667 K.

DAVA TARİHİ : 15.05.2017

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/282 E., 2019/155 K.

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine arar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... ili, ... ilçesi,... Mahallesi, Karamanlı mevkiinde bulunan taşınmazın iki ayrı bölümden oluştuğunu, 1980 yılı öncesinden beri zilyetliğinde olduğunu, (A) harfiyle gösterilen kısmın sera olarak (B) harfiyle gösterilen bölümün ise 1990'dan beri camekan sera olarak kullanıldığını ve 20 yıllık zamanaşımı süresinin tamamlandığını, imar-ihyasının yapıldığını ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; belediyelerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın süresi içinde açılmadığını, 3402 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi imar ve ihya yoluyla taşınmaz edinme olanağı sağlamış ise de imar planı kapsamında kalan yerlerde bu hükmün uygulanamayacağını, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Maliye Hazinesi vekili; zilyetlik süresinin dolmadığını, imar-ihyanın tamamlanmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlik veya başka şekilde iktisabının mümkün olamayacağını belirterek davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2019 tarihli ve 2017/282 Esas, 2019/155 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi,... Mahallesinde bulunan Harita Mühendisinin 20.06.2018 tarihli rapor ekinde bulunan krokide (A) harfi ile gösterilen "3.349,29 m²" lik yer ile (B) harfi ile gösterilen "1.940,51 m²" lik yerin Mustafa oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verdiğini, dava konusu taşınmazın ne sebeple tespit dışı bırakıldığının belirlenmediğini, tespit dışı bırakma olayının bir kadastro işlemi olduğunu, tespit dışı bırakılan yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden bulunduğunu, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.12.2021 tarihli ve 2021/1920 Esas, 2021/1667 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın,... Beldesinde yapılan ve 06.07.1957 tarihinde kesinleşen ilk tesis kadastrosu çalışmalarında çalılık olarak tapulama dışı bırakıldığı, 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılmış orman tahdidi bulunmayıp ilk orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca yapılarak 1987 yılındaki askı ilanı sonucunda 1988 yılında kesinleştiği ve bu çalışmada ise dava konusu taşınmaz bölümlerinin kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığı;... Beldesindeki orman sınırlarının 2007 yılında yapılan 6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı Kanunla değişik 9 uncu madde uygulamasında düzeltildiği ve taşınmazların durumunda değişiklik olmadığı; eğimi bulunmayıp düzlük olduğu; 1957 yılı hava fotoğrafında ve 1980 yılı memleket haritasında çalılık, 1986 yılı hava fotoğrafında ise tarım arazisi niteliğinde olup orman sayılmayan yerlerden olduğu ve ormana sınırının bulunmadığı; her iki bölümün de imar ve ihyalarının dava tarihinden yaklaşık 35 yıl önce başladığı ve 30 yıl önce tamamlandığı ve davacının halen sağ olan babası tarafından yapılan paylaşım sonucunda davacıya verilerek 25-30 yıldır davacı tarafından çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla kullanılmakta olduğu, davacı yararına TMK'nın 713 üncü ve Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 inci maddelerindeki şartların oluştuğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

... ili, ... ilçesi,... Mahallesinde yer alan davaya konu taşınmaz 1957 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmıştır.

Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde hava fotoğrafı incelemesi bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan orman mühendisi bilirkişisi tarafından yapılmış ve hazırlanan rapora itibar edilerek karar verilmiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın çevresi ile birlikte uygulama imar tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilmeli ve temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kim tarafından ne şekilde ve ne zamandan beri kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmelidir.

Jeodezi ve fotogrametri mühendisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmelidir.

Fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, böylelikle davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmelidir.

3402 sayılı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.

Açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.