Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2335 E. 2022/4821 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07/10/2021 tarihli, 2020/133 Esas, 2021/442 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen Davalı ... vekili Avukat ... davalılar ... v.d. Vekili Avukat ... ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temiz edilen Davalı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 150, 154 ve 170 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları neticesinde dava dışı Hazine adına tescil edildiğini, mirasbırakanları ... Karamehmet’in vekili Av. ... tarafından bu taşınmazların mirasbırakan ...’a ait T. Evvel 1937 tarih, 75 – 76 sıra nolu tapu kayıtları ile bu kayıtların geldisi olan tapu kapsamında kaldıkları ileri sürülerek tespite itiraz edilip, Hazine aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıldığını, Tarsus Kadastro Mahkemesinin 1955/462 Esas sayılı dosyasında yargılama devam etmekte iken mirasbırakanları ...’ın öldüğünü, tüm mirasçılarının Av. ...’e vekaletname vererek davayı takip ettiklerini, tüm mirasçılar adına veraset ilamındaki payları oranında iptal tescil istedikleri halde kadastro mahkemesince 150 parsel sayılı taşınmazın tamamı, 154 parsel sayılı taşınmazın ise 168.138m2’lik bölümü yönünden davanın kabulüyle, bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle kendi miras payları ketmedilerek 1/3’er paylarla davalı ... ile bir kısım davalıların mirasbırakanları ... ve ... adına tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, kadastro mahemesinde henüz karar verilmeden önce hukuki ehliyeti olmayan mirasbırakanları ...’ın sağlık raporu alınmaksızın (..., ... ve ... lehine) yaptığı bağış işleminin geçersiz olduğunu, kadastro mahkemesinde bağış ile ilgili bir talebin de bulunmadığını, kaldı ki yargılama sırasında (1970 yılında) ölen mirasbırakanları ...’ın ölümü ile bağışın sona erdiğini, taşınmazların da hiçbir zaman davalılara teslim edilmediğini, kendilerini anılan davada temsil eden avukat tarafından vekalet sözleşmesi kötüye kullanılarak davalılarla iş birliği içerisinde davalılara talep dışı fahiş menfaat sağlandığını ileri sürerek 150 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 154 parsel sayılı taşınmazın ise 167.138,00 m2’lik kısmının tapu kaydının iptali ile paylarının tespit ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar, zamanaşımı, kesin hüküm, husumet itirazlarında bulunmuşlar, kadastro mahkemesince verilen tescil kararının 28.03.1964 tarihli resmi senede dayandığını, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04/05/2016 tarihli, 2014/518 Esas, 2016/290 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların hükmen tesciline esas alınan Tarsus Kadastro Mahkemesi’nin 1955/462 Esas, 1997/146 Karar ile 1999/169 Esas, 1999/190 Karar sayılı ilamları gerekçe gösterilerek kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17/09/2019 tarihli, 2016/16241 Esas, 2019/5269 Karar sayılı ilamıyla; “ Açıklanan dosya kapsamı itibariyle her iki davada dava konusu edilen taşınmazlar aynı olmakla birlikte, eldeki dosyanın tarafları sözü edilen dava dosyalarında karşı karşıya gelmemişler, başka bir anlatımla aynı tarafta yer almışlardır. Bundan ayrı, eldeki dosyada davacılar Kadastro Mahkemesindeki 1955/462 ve 1999/169 Esas sayılı dava dosyalarında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve müşterek muris ... Karamehmet’in davalılar lehine 1964 tarihinde düzenlediği hibe senedinin geçersiz olduğu iddiasına dayanarak tespitten sonraki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduklarına göre dayanılan hukuki sebebin de farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin hükmün varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca, mahkemece; tespitten sonraki nedene dayalı dava yönünden işin esasına girilip toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davanın niteliğine göre olayda 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin uygulama yeri de bulunmadığına göre davalılar vekilinin buna ilişkin temyiz itirazı yerinde değilse de, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulundu...” gerekçesiyle karar bozulmuş; davalıların karar düzeltme istemi aynı Dairenin 30/06/2020 tarihli,2020/308 Esas, 2020/2373 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 07/10/2021 tarihli, 2020/133 Esas, 2021/442 Karar sayılı kararıyla; hibe işleminin tapuda resmi şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu, davalıların mirasbırakanlarının ... Karamehmet vekili Av. ... ile el ve işbirliği içerisinde davacıları zararlandırma kastlarının olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını aynen ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. Maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

6.3. Değerlendirme

Vekil tarafından dosya içerisinde yer alan 28/03/1964 tarihli resmi bağış senedine uygun işlem yapıldığı, Tarsus Kadastro Mahkemesi’nin 1955/462 Esas, 1997/146 Karar sayılı, 29/12/1997 tarihli; 1999/169 Esas, 1999/190 Karar sayılı, 04/10/1999 tarihli, kesinleşmiş kararları ile çekişmeye konu taşınmazların davalılar adına tescil edildiği anlaşıldığına göre, (IV/2.) nolu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alındığından onama harcı alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.