"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/959 E., 2021/1469 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret/Ret-Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/737 E., 2021/78 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri ile tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, tereke temsilcisi vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri ile tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; ... ili, Erfelek ilçesi, Kaldırayak köyü kadastro çalışmaları sırasında köyde bulunmamaları nedeniyle davalının, mirasbırakan dedeleri ...'e ait 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazı kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini, taşınmazın tüm mirasçılara kalan ortak alan olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; aşamada 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapuda mirasbırakanları ... adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın bir parçası niteliğinde olan 104 ada 10 parsel sayılı taşınmazı davalının kendi adına kaydettirdiğini ileri sürerek 104 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına miras payları oranında tescilini talep etmişlerdir. Yargılama sırasında, dava, mirasbırakan ...'nın terekesine atanan ... tarafından takip edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı; adına kayıtlı dava konusu 104 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ile davacıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı dava dışı 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1960 yılından önce bir bütün halinde iken babası ... ile amcasının oğlu olan ... arasında rızaları ile iki ayrı parçaya bölünerek paylaşıldığını ve 57 yıldır bu iki taşınmazı ayıran sınırların bozulmadığını, ancak 104 ada 10 parseldeki evin kadastro tespiti sırasında 1/2'şer paylarla kendisinin ve davacıların mirasbırakanı ... adına tespit edilmesine rağmen tapu kaydında payların belirtilmediğini, evin tamamının kendi adına kayıtlı göründüğünü, davacıların mirasbırakanı ile ortak oldukları bu eve ilişkin bir itirazının olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2018 tarihli ve 2018/1092 Esas, 2018/1509 Karar sayılı kararı ile, dava dilekçesinin açıklattırılması ve buna göre davacıların aktif dava ehliyetlerinin olup olmadığının değerlendirilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın davacıların mirasbırakanı ... ve davalı ... tarafından yarı yarıya kullanıldığı, davacıların mirasbırakanı ... adına aynı yerdeki dava dışı 104 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tespit ve tescil edilirken dava dışı 104 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ve davaya konu 10 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına tespit ve tescil edildiği, davalı ... ile mirasbırakan ...'nın paylaşımlarının yarı yarıya olduğunun tanık beyanlarından anlaşıldığı ve hayatın olağan akışına da uygun olduğu, taşınmazlara ait kroki ve taşınmazların yüz ölçümleri de incelendiğinde davacıların iddiasının kısmen yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile tereke temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili: davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... vekili; davada taraf olmayan mirasçılar yönünden de davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, 104 adada yer alan tüm parsellerin davalının mirasbırakan babası ... ve davacıların mirasbırakanı ... arasında paylaşıldığını, 6,7 ve 9 parsellerin davacıların mirasbırakanı ...'ya, 1, 8 ve dava konusu 10 parselin ise ise davalının mirasbırakanına verildiğini, paylaşım tam eşit olmasa da davacıların mirasbırakanı ... lehine fazladan 864,00 m2 yer verildiğini, ancak davacıların paylaşımın 104 adadaki tüm parselleri değil de sadece 104 ada 6, 8 ve 10 parselleri kapsadığını göstermeye çalıştıklarını, Mahkemece de bu doğrultuda karar verildiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3.Tereke temsilcisi; 17.08.2017 tarihli fen bilirkişisi raporunda bulunan kroki incelendiğinde dava konusu taşınmazın tamamının muris ...'e ait olduğunun ispatlandığını, dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazın şekline bakıldığında girintili çıkıntılı bir sınıra sahip olduğunu ve taşınmaz üzerinde bulunan salaj ve ambarı içine alacak şekilde özel olarak sınır hattı oluşturulduğunun açıkça anlaşıldığını, davalının ön inceleme duruşmasında dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazın yarısının kendisine yarısının da davacılara ait olduğunu kabul ettiğini, tüm mahalli bilirkişilerin ve tanıkların dava konusu taşınmaz üzerindeki salajın ... tarafından yaptırıldığını ve yapım yılının da 1965 olduğunu söylediklerini, bir kişinin kendisine ait olduğunu iddia ettiği bir taşınmaz üzerine başka birisinin yapı yapmasına izin vermesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını, salajın yapıldığı 1965 yıllarında dava konusu taşınmaz tapuya kayıtlı olmayıp zilyetlik esasına göre malik olunduğunu, dolayısıyla davalının zilyetliğini sıkıntıya sokacak bir yapı yapılmasına izin vermesinin beklenilemeyeceğini, davalının cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığını ve yine ön inceleme duruşmasında verilen kesin süre içerisinde de tanık ismini bildirmediğini, sadece keşif günü ...'ü hazır ettiğini, bu nedenle davalı tanığı ...'ün dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca ... ile davacı ... arasında husumet bulunduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların mirasbırakanı ...'nın terekesine tereke temsilcisi atandığı, tereke temsilcisi atanmakla davacıların artık eldeki davada taraf sıfatı kalmadığından kararı istinaf etme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli taşınmazın davacıların mirasbırakanı ... ile davalı tarafından yarı yarıya kullanıldığının anlaşılmasına, sair iddiaların ise taraflarca ispatlanamamasına göre verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tereke temsilcisi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri ile tereke temsilcisi, istinaf dilekçelerindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; TMK'nın 640 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu ... ili, Erfelek ilçesi, Kaldırayak köyü 104 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 307 m2 yüz ölçümü ve "ahşap ev ve ambar ve bahçe" niteliği ile senetsizden, 20 yılı aşkın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, tespitin itiraza uğramadan 13.05.2010 tarihinde kesinleştiği; 1913 doğumlu mirasbırakan ...'ün 10.01.1999 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak oğlu davacı ... ve torunu davacı ... ile dava dışı kişilerin kaldığı, davacıların tüm mirasçılar adına tapu iptali ve tescil isteğinde bulundukları, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/390 Esas, 2019/1099 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan ...'nın terekesine ...'nin temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Eldeki davada mirasbırakan ...'ün terekesine temsilci atanmakla davayı takip yetkisi sona eren davacıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekili ile tereke temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince;
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili ile tereke temsilcisinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Davacılardan alınan peşin harcın istek halinde iadesine,
Davalı vekili ile tereke temsilcisinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 346,90 TL onama harcının ... mirasçılarından, 762,39 TL onama harcının davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.