Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2384 E. 2022/7190 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında kızı üzerine yaptığı satış işleminin muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın davalıya taşınmazı satış suretiyle temlik etmesinde hayatın olağan akışına uygunluk, davalının mirasbırakana bakması, taşınmazın temlik tarihinde değersiz olması gibi hususlar değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi .... Sağlık’ın 82 ada 5 parsel ( yenileme ile 1509 ada 12) sayılı taşınmazdaki 1/3 payını davalı kızı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, temlik işleminin tarafların iradeleri doğrultusunda yapıldığını ve gerçek satış olduğunu, mirasçıların saklı paylarının aşılmadığını, mirasbırakanın başkaca taşınmazlarının bulunduğunu ve mirasçılarına intikal ettiğini, mirasbırakanın kış aylarında kendisinin yanında kaldığını, diğer çocuklarının mirasbırakan ve eşinin bakımına faydaları olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafça Mahkemenin 2015/184 E. sayılı dosyasında açılan davada mirasbırakanın eşi ...’ın maddi durumunun iyi olduğunun, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığının belirtildiği, mirasbırakanın eşinin maddi durumu iyiyken taşınmazını satmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taşınmazını satmasını gerektirecek bir neden olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka aykırı olduğunu, mirasbırakanların 1965-1979 yılları arasında maddi durumlarının iyi olduğunu, ancak dava konusu taşınmazın davalıya satıldığı dönemde, mirasbırakan ve eşinin maddi sıkıntı içinde olduğunun çok açık olduğunu, taşınmazı mirasbırakanın satmak istemesi üzerine davalının bedeli karşılığında satın aldığını, taşınmazı satın aldığı tarihte Göreme Milli Park sınırları içerisinde kalıp, yapılaşmanın mümkün olmadığını, bu nedenle değerinin de düşük olduğunu, davalının öğretmen, eşinin ise mühendis olduğunu ve taşınmazı satın alacak maddi güçlerinin bulunduğunu, davalının taşınmazı 23.000,00 TL bedelle satın aldığını, mirasbırakanın diğer mirasçılarına da menfaat sağladığı gözetildiğinde temlikte mal kaçırma amacı ile hareket etmediğini, aynı taşınmazda diğer mirasbırakan ...’ın da maliki olduğu payı dava dışı kızı ...’ya temlik ettiğini, davacı tarafça bu temlik için muvazaa nedenine dayalı olarak açılan davanın Mahkemece reddedildiğini, eldeki davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2021 tarihli, 2019/1895 Esas, 2021/2474 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın çok sayıda taşınmazı olduğu, tüm çocuklarına maddi katkıda bulunduğu, davalının anne ve babasına maddi ve manevi destekte bulunduğu, mirasbırakanın 18 yıl boyunca kış aylarında davalının yanında kaldığı, yaz aylarında ise dava kışı kızları ...’nın mirasbırakana baktığı, mirasbırakanın son dönemlerinde akciğer kanseri olduğunu, bu dönemde mirasbırakan ile davalının ilgilendiği ve tüm tedavi giderlerini üstlendiği, taşınmazın temlik tarihinde sit alanı içerisinde kalması nedeniyle değerli olmadığı, taşınmazın sit alanı dışına çıkarılmakla değer kazandığı, eldeki davanın da bu nedenle açıldığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazdaki diğer mirasbırakan ...’a ait payın ... tarafından dava dışı diğer kızı ...’ya devrine ilişkin işleme karşı açılan davanın ret ile sonuçlanmasının, eldeki dava için kesin delil teşkil etmediğini, mirasbırakan tarafından davalı dışında hiç bir çocuğuna taşınmaz devredilmediğini, mirasbırakan adına kayıtlı çok hisseli olan 9 parça taşınmaz ile 1/3 ve ½ paya sahip olduğu iki adet taşınmazın da mirasçılara intikal ettiğini, dava konusu taşınmazın davalıya satış gösterildiği 1996 yılında mirasbırakan adına 4, eşi adına ise 10 adedi değerli olmak üzere toplam 23 adet taşınmaz bulunduğunu, davalı tarafça belirtilen mektupların 1980'li yıllara ait olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV/3.) no.lu paragrafında yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 02.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.