"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları .....’ın tek malvarlığı olan 1017 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki payını dava dışı ....’a satış yoluyla temlik ettiğini, onun da satış suretiyle mirasbırakanın eşi davalıya devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını, ayrıca temliklerin hata, hile, ikrah ve gabin nedeniyle de geçersiz olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7 E., 2017/727 K. sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarihli 2018/225 E., 2018/235 K., sayılı kararıyla; davalı vekilinin istinaf başvurusu, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur..
2. Bozma Kararı
Dairenin 17.04.2019 tarihli ve 2018/2196 E., 2019/2764 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; davalı tanık deliline dayanmış ve....., ..., ..., ... ve ...’ı tanık olarak bildirmiş, mahkemece tanıklardan yalnızca .... dinlenilmiş, diğer tanıklar ise keşif mahallinde hazır olmalarına ve dinlenmelerinden vazgeçilmemiş olmasına rağmen olay hakkında bilgiye sahip olmadıkları gerekçesi ile mahkemece dinlenmemiştir. Davalı taraf tanık deliline dayanarak tanık ismi bildirdiğine göre bu tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmesi davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmaktadır. Hâl böyle olunca, davalının delil listesinde bildirdiği tüm tanıklarına usulüne uygun davetiye ile tebliğ edilmesi, davalı tarafça hazır edilmesi halinde yukarıdaki ilkeler uyarınca dinlenilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30/09/2021 tarihli ve 2019/218 E., 2021/294 K. sayılı kararıyla; davalının dinlenmesinden vazgeçtiği Ergün Atalar ve dinlenmesi için talimat yazılan ancak bila ikmal iade olunan ... dışındaki tanıkların beyanları alınarak, bozma ilamındaki eksikliğin giderilmesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, davalının birikimleri ve borç karşılığı aldığı paralar ile dava konusu taşınmazı satın aldığını, muvazaalı işlem olmadığını, yargılama aşamasında bildirdikleri tanık .....’ın dinlenmediğini, ayrıca dinlenen tanık beyanlarına Mahkemece itibar edilmediğini, mirasbırakanın asıl amacının mal kaçırma olmadığını, dosya içeriğine göre de davacıların bu iddiayı kanıtlayamadıklarını, dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalının yargılama harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.2.2. Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde harcı ikmal edilen bu değer üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi, yine bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
6.2.3. Diğer taraftan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (V/2.) no.lu paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal nedenler ile hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tamamının keşfen belirlenen değeri 360.000,00 TL olup kabul edilen miras paylarına isabet eden 150.000,00 TL üzerinden nispi karar-ilam harcı ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla karar-ilam harcı ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir. Ancak, değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmektedir.
VI. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;
1- Hükmün harca ilişkin 2. bendi hüküm yerinden çıkarılarak, yerine 2. bent olarak; “Alınması gerekli 10.246,50 TL harçtan peşin yatırılan 119,55 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 2.442,08 TL nin mahsubu ile bakiye 7.684,87 TL harcın davalıdan tahsiline” cümlesinin yazılmasına,
2- Hükmün vekalet ücretine ilişkin 4. bendi hüküm yerinden çıkarılarak, yerine 4. bent olarak; “Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi gereğince belirlenen 18.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine'” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 13/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.