Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2408 E. 2023/6153 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanından kalan taşınmazlar üzerinde davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karşı yapılan temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların mirasbırakanından intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin tapu iptali ve tescil davası açmaya yeterli olmadığı, mirasçılar arasında tereke ortaklığının devam ettiği, terekeye dahil taşınmazlar üzerinde mirasçıların somut ve bağımsız paylarının bulunmadığı ve aktif husumetin noksan olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/288 E., 2021/1707 K.

DAVA TARİHİ : 25.12.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/761 E., 2020/352 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Kastamonu İli,... İlçesi,...Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 4, 119 ada 1 ve 121 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların davalı ... Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edildiğini, ekli krokide A, B ve C harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacıların dedesi ...’dan geldiğini, ...’ın ölümüyle mirasçılarının bu taşınmazların bir kısmını kullandığını ileri sürerek krokide gösterilen 895,49 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının birbiri ile uyumlu beyanlarına göre dava konusu alanların tespit tarihinden önce 20 yılı aşkın süre için köy halkının kullanımına terk edildiği, bu süre zarfında davacıların mirasbırakanlarının malik sıfatıyla kullanımın da söz konusu olmadığı, köy halkı tarafından köy meydanı olarak süre gelen kullanımın kadastro tespiti tarihine kadar olduğu gibi sonrasında da devam ettiği, davacı tarafın tespit tarihinden önce 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dinlenilen mahalli bilirkişilerin taşınmazların kimden geldiği hususunda bilgi sahibi olmayıp tahmine dayalı beyanda bulunduğunu, tespit bilirkişisi Sabri Kılıç ve davacı tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, kimi mahalli bilirkişilerin tespit öncesinde köyden ayrıldıklarını, çelişkili beyanlara ve yetersiz bilgiye dayalı olarak karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazlar üzerinde davacı tarafın ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin olmadığı, dava konusu edilen taşınmazlara ilişkin olarak zilyetliklerinin kadastro tespitinden önce 20 yıllık bir kullanıma dayanmadığı, davacı tarafın malik sıfatıyla zilyetliğini ispat edemediği ve kadastro tespitinin doğru yapıldığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının d bendi, 115 inci maddesi, 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 559 uncu, 640 ıncı, 701 inci , 702 nci ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 118 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 393,50 m2 yüzölçümüyle kadimden beri çesme ve arsası olarak kullanıldığı gerekçesiyle, 119 ada 1 parsel, 121 ada 1 parsel ve 121 ada 2 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla 368,36m2, 307,60 m2 ve 351,52 m2 yüzölçümüyle arsa amaçlı kullanıldıkları belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/A maddesi hükmü uyarınca davalı ... adına tespit edildiği ve tespitin 12.02.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olduğu anlaşılmıştır.

3. Bilindiği üzere; TMK’nın 599 uncu maddesi hükmü uyarınca; miras, mirasbırakanın ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Mezkur Kanun’un 640 ıncı maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nın 701 inci maddesinin 2 nci fıkrası hükmüne göre elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır. Bu yasal düzenlemelere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.

4. Mirasbırakanın mülkiyet hakkına dayanılan ve terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğindeki davalar dışında terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki kişiler aleyhine açılacak ve malvarlığının terekeye döndürülmesi istemini içeren davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır.

5. Somut olayda, davacıların mirasbırakan ...’dan gelen zilyetliğe dayandıkları, dava dilekçesinde taşınmazın adı geçen mirasbırakandan sonra davacılar tarafından kullanıldığı belirtilmekle birlikte taşınmazın davacılara ne şekilde intikal ettiğine dair bir açıklamanın bulunmadığı, herhangi bir akdi ilişki yahut taksimden söz edilmediği, ...’ın davacılar dışında çok sayıda mirasçısının bulunduğu, yapılan keşifte taşınmazın yalnızca davacılara intikal etmesini gerektirecek bir hukuki nedenin dinlenen yerel bilirkişi beyanlarıyla kanıtlanamadığı, dava dilekçesinde terekeye döndürme isteminin bulunmayıp davanın davacıların miras payına yönelik olduğu, bu nedenle aktif husumetin sonradan tamamlanmasının da gündeme gelemeyeceği, miras payına yönelik davanın dinlenemeyeceği anlaşıldığına göre yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın öncelikle davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekmekte ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve verilen karar netice itibarıyla doğru olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi açıklandığı şekilde düzeltilmek suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.