"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/885 E., 2021/2395 K.
DAVA TARİHİ : 20.10.2016
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/797 E., 2019/240 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Hakkari ili, ... ilçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan ve Hazine adına tespit ve tescil edilen 117 ada 66 parsel sayılı taşınmazın davacının mirasbırakanından intikal ettiğini, eklemeli olarak 60 yılı aşkın süredir zilyet edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davaya konu taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzi komisyonu çalışmalarında 89 parsel numarası ile Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğunu, Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddelerindeki kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili, davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi, eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmediğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 2007 yılında yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 66 parsel sayılı 5.370,67 metrekare yüz ölçümündeki tarla vasıflı taşınmaz, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşan 08.11.1963 tarihli, 497 sıra no.lu tapu kaydına dayanılarak, "Ali oğlu ..."in (davacının) işgalinde bulunduğu ve halen de işgalinin devam ettiği belirtilip Hazine adına tespit edilmiş, kadastro tespiti itiraza uğramadan 08.06.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Hazine'nin tapu kaydının dayanağını teşkil eden 20.07.1963 tarihli belirtmelik tutanağında 89 parsel sayılı taşınmazın çayır niteliğinde olup "..." adlı kişinin icarında bulunduğu, 1937 tarih 23-30 tahrir numaralı vergi kayıtları ile Hazine adına kayıtlı olduğu, 1951 yılında köye gelen şahısların Hazine'den icar ile kullandıkları, bu yerlerin hiç kimseyle alakasının olmadığı belirtilmek suretiyle Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur.
3. Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur.
Ne var ki; Mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanakları Tapu Kadastro Müdürlüğünden; dosyada mevcut değilse çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ( bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
5. Daha sonra, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşum tarihinden 20-25 yıl öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen (teknik) bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisleri ve 3 kişilik jeoloji mühendisleri kurulunun katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.
6. Yapılacak keşifte mahalli bilirkişiler yardımı ile 08.11.1963 tarih, 497 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar fen bilirkişilerine haritasında işaret ettirilmeli, dayanağı harita varsa haritasına göre, yoksa ya da haritasının uygulama kabiliyeti bulunmuyorsa hudutların gayri sabit olduğu dikkate alınarak miktarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, kapsam belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalıdır. Aynı şekilde, belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da yöntemince uygulanarak kapsamları belirlenmeli, bu kayıtların Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadıkları ya da mera niteliğindeki taşınmazdan kazanılıp kazanılmadıkları, mera vasfında değil ise veya komşu mera parselinden kazanılmamış ise kime ait bulundukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim ya da kimler tarafından, hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldıkları, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten (1963 yılından) geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı, belirtmelik tutanağında icarcı olarak adı geçen kişinin kim olduğu ve icarcı olup olmadığı, varsa komşu kadastro tutanaklarının dava konusu taşınmazı ne okuduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalıdır.
7. Fen (teknik) bilirkişisinden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, meradan açılan bir yer ya da meranın devamı niteliğinde olup olmadığı, taşınmazın batı sınırında bulunan bataklıktan ayırt edici özelliği olup olmadığı, üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü açıklatılıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmeli; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini, süresini belirtir ve güneyinde yer alıp bataklık olduğu belirtilen taşınmazla arasında herhangi bir sınır bulunup bulunmadığını açıklar şekilde rapor hazırlatılmalıdır.
8. Taşınmazın güney sınırında bataklık bulunduğu dosyada mevcut teknik bilirkişi raporu ekindeki krokiden görülmekle, 3 kişilik jeoloji mühendisleri kuruluna dava konusu taşınmazın bataklık olup olmadığına ilişkin güney sınırındaki bataklıkla birlikte ele alınarak önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını belirten, jeolojik yönden zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmelidir.
9. 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.