"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1025 E., 2021/1929 K.
DAVA TARİHİ : 27.11.2012
HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddine / Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ: Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/717 E., 2018/157 K.
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının talebinin reddine, davalı Hazine'nin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma isteli temyiz edilmiş, duruşma isteği değerden reddedilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, Muş Merkez,... Köyü Muş yolu mevkiinde bulunan iki tarafı ... bir tarafı 788 parsel sayılı taşınmaz, diğer tarafı da maliki olduğu 787 parsel sayılı taşınmaz ile çevrili yaklaşık 5.000 m2 alanın 787 parsel sayılı taşınmaza dahil olması gerekirken kadastro tespitinde tescil harici bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesinde, Köy tüzel kişiliğinin zorunlu hasım olduğunu, davacının hangi hukuki sebebe dayalı ol...tescil talep ettiğinin belli olmadığını, taşınmazın özel mülkiyete konu olmadığını, çayın ıslah edilmesi sonucu oluşan dere yatağından açma sahipsiz yer olduğunu, iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, 29.01.2018 tarihli dilekçesi ile taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve esası belirtilen kararı ile, dava konusu edilen taşınmaz parçalarının 1969 yılında kadastro çalışmaları yapılırken dere yatağı olduğu için tescil harici bırakıldığı, tescil harici bırakılan yerlerin DSİ tarafından ...Deresi'nde ıslah çalışması yapılana kadar aktif dere yatağı olduğu, DSİ tarafından 2009 ve 2010 yıllarında yapılan dere ıslah çalışmaları ile tescil harici bırakılan dava konusu yerlerin aktif dere yatağı olmaktan çıktığı, dava ve karar tarihine kadar TMK'nın 713/1 inci ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki yirmi yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, ziraat bilirkişisinin 18.08.2017 havale tarihli raporuna göre dava konusu edilen tescil harici bırakılan yerlerin imar ihyasının tamamlanmadığı ve tarımsal faaliyet yapılmadığı gerekçesiyle davacının talebinin reddine, davalı Hazine’nin tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın usul ve esas yönünden kanuna aykırı olduğunu, davaya konu taşınmazlar davacıya ait iken kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, bu alanların delil ol...sundukları tapu senedinin sınırları içerisinde kaldığını, keşifte mahalli bilirkişi ol...dinlenen Naif Barlık'ın beyanlarının hükme esas alındığını, Naif'in kadastro çalışmaları sonrasında davaya konu taşınmazların bulunduğu... Beldesine ailece göç ettiğini belirttiğini ve yerlerin kime ait olduğunu bilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ilk bilirkişi raporunda davaya konu A ve B harfli alanların tarıma elverişli arazi olduğu, A harfi ile ifade edilen bölgenin belli bir kısmında keşif itibari ile 10-15 yıllık ağaçların bulunduğu, B harfi ile gösterilen alanda keşifte yer yer yonca bitkilerinin bulunduğunun ifade edildiğini, ikinci ziraat bilirkişi raporunda ise A harfi ile gösterilen yerde tarımsal faaliyet yapılamayacağı, B harfi ile gösterilen yerin ise sulu tarım arazisi olduğu ancak üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığı yönünde görüş bildirildiğini, iki farklı bilirkişi raporu arasındaki çelişki tamamen giderilmeden ve araziler üzerindeki bitki ve ağaçların ekim tarihleri tam anlamıyla tespit edilmeden aleyhe hüküm kurulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırılık arz ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine ve dava konusu yerlerin dere yatağı iken ıslah edildiği, Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın davacıya ait 787 parsel sayılı taşınmazın içerisinde olması gerektiğini, ayrıca 1938 tarihli tapu kapsamında olduğunu, kadimden beri ekilip biçilen bir taşınmaz olduğunu, bilirkişi raporları, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile iddialarının ispatlandığını, Naif Barlık'ın beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sonucu tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nin 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde kesin ol...oy birliğiyle karar verildi.