"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇUMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Çumra Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 08/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat Cemre Mısırlıoğlu geldiler. Davetiye tebliğine rağmen ihbar olunan ... vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı eşi ile oto alım satımı ile .... ... arasında 2004 yılında .... .... marka bir traktörün 01/02/2005 ve 10/02/2008 ödeme tarihli iki adet senet ile alım satımının yapıldığını, bu iki senet ödenemediğinden traktörün aynı yıl ... tarafından geri alındığını, eşinin cayma bedeli olarak 1.000,00 TL ödediğini, ancak ...'ın senetleri iade etmediğini ve keşideci sıfatıyla imzası bulunduğundan aleyhine icra takibi başlattığını, takip neticesinde dava konusu 2430 parsel sayılı taşınmazının ihale ile alacağına mahsuben ... tarafından satın alındığını, borçlu olmadığının tespiti amacıyla Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtığını ve yargılama neticesinde taşınmazının satışına neden olan senetlerin iptaline karar verildiğini, ...'ın dava konusu taşınmazı 09/12/2016 tarihinde dava dışı ...'e, ...'ın ise 30/01/2017 tarihinde halk arasında ''takla'' tabir edilen şekilde davalı ...'a sattığını, davalının hem akrabası hem de komşusu olduğunu, durumu en başından beri bildiğini, kötü niyetli olduğunu, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada davanın ... ile ...'e ihbar edilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı, dava konusu taşınmazı emlakçı .... vasıtası ile 150.000,00 TL'ye satın aldığını ve aldığı tarihten bu yana kullandığını, muvazaa bulunmadığını, taşınmazın önceki sahipleri olan ... ve ...'ı tanımadığını, hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, satışın usule uygun olduğunu, davacının icra dosyasında alacaklı olarak kim yer alıyor ise o kişiye karşı alacak davası açılması gerektiğini, kendisi ile ilgisi olmayan bir olay yüzünden taşınmazına tedbir konulmasını kabul etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.İhbar olunan ..., davalıyı tanımadığını, dava konusu taşınmazı ...'e sattığını, sonraki satıştan haberdar olmadığını, alacağına mahsuben ihale sonucunda taşınmazı satın aldığını, taşınmazın bulunduğu yer ikametine uzak olduğundan uzun süre fiilen kullanamadığını, dava şartı bulunmadığını, Mahkemece tespit edilen rayiç bedeli kabul etmediğini, kendisine yönelik bir dava açıldığı takdirde sorumlu olabileceği bedelin ihale fiyatı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21/01/2021 tarihli ve 2017/277 E., 2021/37 K. sayılı kararıyla; tarafların akraba olmadığı ancak evlerinin karşılıklı olup komşu oldukları, evlerinin yakın olması ve tapuda değerin düşük gösterilmesinin davalının kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği, tanık beyanları ve diğer deliller göz önünde bulundurulduğunda davacının davalının kötüniyetli olduğu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... tarafından hiçbir zaman fiilen kullanılmadığını, taşınmazın devir tarihindeki rayiç değeri ile ...'e devredilen değer arasında fahiş fark bulunduğunu, davacının borçlu olmadığının tespit kararı ...'a tebliğ edilir edilmez taşınmazın kısa aralıklar ile seri halde muvazaalı olarak el değiştirdiğini, devirlerin hayatın olağan akışına aykırı ve asıl amacın davacının dava konusu taşınmazına ulaşmasının engellenmesi olduğunu, eksik inceleme ve araştırma neticesinde verilen kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29/11/2021 tarihli ve 2021/1454 E., 2021/1562 K. sayılı kararıyla; davalı Rıfat'ın davacı ...'ın komşusu, tarafların aynı köyde yaşadığının sabit olduğu, davalının davacının komşusu olması ve de yaşadıkları yerin köy olması dikkate alındığında, davalının; dava konusu taşınmazın davacının elinden çıkmasına esas icra takibi ve davalardan, tescilin yolsuz olduğundan haberdar olmaması hayatın olağan akışına aykırı olmakla iyi niyetli olduğunun düşünülemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının iyiniyetli olduğunu, kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığını, davacının açık kusuru ve ihmali bulunduğunu, komşu olsa dahi durumdan haberdar olmasının beklenemeyeceğini, bilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu hususta tanık beyan dahi bulunmadığını, salt köylü olması, komşu olması nedeniyle iyiniyetli saymamanın kabul edilemeyeceğini, davalının 10 yıl önceki hukuki ilişkileri bilmesinin beklenemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 17.915,07 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.