"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava sonunda verilen kararın hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığının 24.02.2022 tarihli ve 39152028-153.01-1329-2021-E. 452/8062 sayılı yazısı ile talep edilmiş olmakla, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ...'dan veraseten intikal eden 135 ada 101 parsel sayılı taşınmazın satışı için kardeşi olan davalı ....'yi Gördes Noterliğinin 20/03/2013 tarihli ve 468 yevmiye nolu vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, davalılardan ... tarafından dava konusu taşınmazdaki miras payının diğer kardeşi ...a 02/04/2013 tarihinde 650,00 TL bedel ile temlik edildiğini, davalı ....’ın da taşınmazı damadı olan davalı ...a devrettiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir miktar ile vekalet görevi kötüye kullanılarak devredildiğini, satış bedelinin de ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, 135 ada 101 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL'nin 02/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hikmet Mıngır, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Ulviye Efe, zamanaşımı süresinin geçtiğini, taraf teşkili sağlanmadan dava açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı Yüksel Mıngır, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1. İlk Derece Mahkemesince, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, son kayıt maliki davalı...ın ise kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın terditli bedel istemi yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine, 3.150,32 TL'nin devir tarihin olan 02/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar ...ve ....'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
2. Davalılardan Ulviye Efe 14/06/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacının devir tarihinde devredilen payının 13/64 olduğunu, bu pay gözetilerek karar tesis edilmesi gerekirken, tespit edilen değerin tamamı üzerinden hüküm tesis edildiğini belirterek, kararda yer alan hesap hatasının ve maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince, hükümde eksik kalan hususların ve açıklık olmayan hallerin tavzih ile düzeltilebileceği, hükmün tamamen değiştirilip pay oranında yeni bir hüküm tesis edilemeyeceği gerekçesi ile davalının tavzih isteğinin ek karar ile reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
2. Temyiz Nedenleri
Adalet Bakanlığı temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece, davaya konu satış senedi ve vekaletname celbedilip, taşınmazın arsa vasfında olduğu da gözetilerek, tapudan emsal satışların talep edilmesi ve taraflara buna ilişkin emsallerini sunmaları için süre verilmesi, akabinde dava konusu taşınmaz ve emsallerin kıyaslanabilmesi için ilgili belediyeden gerekli bilgiler temin edilerek denetime elverişli satış tarihinde taşınmazın değerini gösteren bilirkişi raporu alınması ve alınan bu raporun sonucuna göre yapılacak değerlendirmeyle bir karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde emsal karşılaştırma yönteminin dikkate alınacağı belirtilmiş olmasına rağmen denetime elverişsiz biçimde taşınmazın değerinin 6.000 TL olarak tespit edildiğini ve bu değerin de dava tarihi dikkate alınarak belirlenmiş olduğunu, hükmedilen 3.150,32 TL'nin ne şekilde elde edildiğinin de karar gerekçesinden anlaşılamadığını belirterek, kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken bir diğer uyuşmazlık ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesi uyarınca kanun yararına temyiz koşullarının mevcut olup olmadığına ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363.maddesinde “(1) İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazete'de yayımlanır.” düzenlemesi mevcuttur.
3.2.2. Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına temyizin amacı; kesin olarak verilen, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtayca incelenmesini ve buna bağlı olarak kanunların uygulanmasında ülke genelinde birliği sağlamak, karar ve hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum açısından gidermektir. Diğer taraftan, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına temyiz kurumunun konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olacaktır.
Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 26/10/1932 tarihli ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere; kabul edilip edilmemesi hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olan talepler hakkında verilen kararlar ile delillerin değerlendirilmesine ilişkin kararlar kanun yarına temyiz konusu olamaz. Diğer taraftan, kanun yararına bozma konusu olabilecek kanuna aykırılık halleri, uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hataları olup, her hukuka aykırılığın kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı açıktır.
Öte yandan, kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir (Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi).
3.3. Değerlendirme
Somut olaya gelince, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hakimin delilleri takdiri ve değerlendirmesi kapsamında kaldığı, kararda usul ve yasanın kesin hükümde belirtildiği biçimde uygulanamayacağını ortaya koyan bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, karara yönelik kanun yararına temyiz yoluna başvurulması yerinde görülmemiştir.
V. SONUÇ:
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363/1 maddesine dayalı kanun yararına temyiz isteğinin açıklanan sebeple REDDİNE, dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne İADESİNE, 14.09.2022 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.