"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının, bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...’in dava dışı kişilerden bedelini ödeyerek satın aldığı 101, 688, 928, 930, 960 ve 973 parsel sayılı taşınmazları mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, çekişmeli taşınmazları bizzat bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07/01/2016 tarihli ve 2014/372 E., 2016/27 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazlar mirasbırakan tarafından mirasçılara devredilmeyip bedeli mirasbırakan tarafından ödenmek suretiyle satın alınarak davalı oğulları adına tescil ettirildiğine göre, işlemin gizli bağış niteliğinde olduğu ve 01/04/1974 tarih ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının davada uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 17.04.2019 tarihli ve 2016/9306 E., 2019/2765 K. sayılı kararıyla; “...çekişme konusu 930 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazların mirasbırakan tarafından temlik edilmediği saptanarak ve 01/04/1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının olayda uygulanma yeri bulunmadığı gözetilerek bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır... Mahkemece hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; çekişme konusu 930 parsel sayılı taşınmaz yönünden yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, dosya içerisinde yer alan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.‘’ gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20/12/2021 tarihli ve 2019/434 E., 2021/571 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından yapılan temlikin muvazaalı ve terekeden mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, akitte gösterilen bedel akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, dinlenen tanıkların taşınmazın bedel karşılığı satılıp satılmadığı konusunda ve taraflarla murisin husumetleri bulunup bulunmadığı konusunda bilgi sahibi olmadıkları gibi, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğunu da bilmedikleri, bir dönem dükkanın muris tarafından işletildiğini daha sonra davalılar murisi .... tarafından işletildiğini bildikleri, murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma kastı bulunduğuna dair iddiayı ispatlayıcı beyanda bulunmadıkları, davacıların murisin davalıya yaptığı temlikin mirastan (terekeden) mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı yapıldığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı ... vekili, davalı ...’ın herhangi bir geliri bulunmadığını, ekonomik olarak mirasbırakan Lütfi Dertsiz’e bağımlı olduğunu, yapılan temlikin satış gibi gösterilmiş ise de bağış olduğunu, dinlenen tanık beyanları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının ispatlandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Kararın (IV/2.), no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına; kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.