Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2566 E. 2022/5762 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, korkutma (ikrah) nedeniyle davalıya devredildiği iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının korkutma iddiasını ispatlayamaması nedeniyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, ancak davalının taşınmazı davacıya olan borcuna karşılık devraldığını ikrar etmesi nedeniyle, taraflar arasındaki borç ilişkisinin tespiti ve taşınmazın değeri ile mahsuplaşma yapılarak davacının terditli bedel talebinin değerlendirilmesi gerektiğinden, bu yönüyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : YALOVA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel davası sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kredi kullanarak davalıdan minibüs satın aldığını ve kredi evraklarını davalıya verdiğini, araç adına tescil edilmesine rağmen, aracın davalı tarafından fiilen teslim edilmediğini, bu nedenle 60.000,00 TL kredi borcunu ödeyemediğini ve araca haciz konulduğunu, bunun sonucunda 141 ada 31 parsel sayılı taşınmazını davalının kendisini tehdit edip korkutması üzerine davalıya devretmek zorunda kaldığını, temlikin tehdit-korkutma (ikrah) nedeni ile geçersiz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmaması halinde ise bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacıya minibüs sattığını, davacının satış bedelinin bir kısmı için kredi kullandığını ancak bakiye 75.000,00 TL civarında borcunu ödeyememesi üzerine borcuna karşılık olmak üzere dava konusu taşınmazı devretmeyi teklif ettiğini, temlik işleminin bu şekilde gerçekleştiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın temlik tarihindeki gerçek değeri ile resmi akitteki değeri arasında aşırı fark bulunduğu ve tanık beyanlarından davalının silahlı adamları aracılığı ile davacıyı korkuttuğunun anlaşıldığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususlara ilaveten davacının şikayeti üzerine yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini, hakaret iddiası nedeni ile açılan davada ise davalının beraat ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; davacının tehdit iddiasını ispata yarayan somut bir hususun dosyada bulunmadığı, dava konusu taşınmazın devri için Tapu Müdürlüğüne davacının da gittiği, davalının iki adamının dışarıda bulunduğu ve yanlarında silah olduğunun belli olduğu yönündeki iddianın tehdit iddiasını ispata yeterli olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kredi kullanarak minibüs satın aldığını, ancak minibüsün fiilen teslim edilmediğini, bunun üzerine davacının 60.000,00 TL kredi borcunu ödeyemediğini, dava konusu taşınmazın devri için tarafların Tapu Müdürlüğüne gittiğini ve davalının iki adamının dışarıda davacıya silah gösterdiğini, hem tehdit hem hakaret hem de baskı ile davacıya minibüsü teslim edilmediği gibi, davacının taşınmazının da elinden alındığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37 nci maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38 inci maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.

İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK'nin 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 141 ada 31 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazını 29/01/2014 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, 03/06/2013 tarihinde davacının 2013 model Mercedes 316 CDI marka aracı 123.000,00 TL bedel ile Uzunoğlu Otomotiv'den satın aldığı, bu araç için 60.000 TL Mercedes Finans kurumundan kredi kullandığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Davacı yukarıda anılan aracın kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle çalışamadığını ve araca çok sayıda haciz şerhi konulduğunu, kredi borcunu ödeyemediğini, davalının da dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak temlikini talep ettiğini ve kabul etmemesi üzerine davalının ve çevresindeki kişilerin evini gözetlemeye başladığını, kendisine ve ailesine zarar verileceği yönünde korkutulduğunu, devir işlemi sırasında da davalının silahlı adamları ile birlikte Tapu Müdürlüğüne geldiğini ileri sürmüş olup, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; korkutma (ikrah) iddiasının davacı tarafça usulünce kanıtlanamadığı dikkate alınarak tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.3. Davacının terditli olarak ileri sürdüğü bedel istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Davalı cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında, davacının 11/06/2013 tarihinde 123.000,00 TL bedelle minibüs satın aldığını, satın alınan araç bedelinin 63.000,00 TL'si ile kasko ve trafik sigorta bedellerinin davacı tarafından kredi çekilerek ödeneceği hususunda anlaştıklarını, araç bedelinin 60.000 TL tutarı için davacı tarafından araç kredisi çekildiğini, 2.768,70 TL kasko ve 1.500,00 TL trafik sigortası poliçe bedelleri ile araç kredisinin 7.700 TL'lik kısmının kendisi tarafından ödendiğini, davacının Mercedes Finans ve Yapı Kredi Bankasına olan borçlarından dolayı ruhsatı adına çıkmış olan araç kaydı üzerine haciz şerhleri işlendiğini ve aracın muhafaza altına alındığını, 21/11/2013 tarihi itibariyle davacının kendisine 74.969,21 TL borçlu olduğunu ve anılan borcuna karşılık olarak dava konusu taşınmazı devrettiğini savunmuş olup, bu savunma karşısında dava konusu taşınmazın borç ödemesi kapsamında davalıya temlik edildiğinin ikrar edildiği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, davacı ile davalı arasındaki borç durumunun açıkça saptanması, belirlenen borç miktarının dava konusu taşınmazın temlik tarihindeki değerinden mahsup edilmesi ve bakiye bedel yönünden davacının terditli bedel isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371. maddesi gereğince Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının reddine peşin alınan harcın yatırana iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.