Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2567 E. 2022/3466 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması gözetilerek, davanın reddine ve maktu vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., 1519, 1933, 2706 ve 3599 parsel sayılı taşınmazları 09.11.1948 tarihli adi senetle ... ...’dan satın aldığını ve o tarihten beri çekişmeli taşınmazlar üzerinde kendisinin tasarruf ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve adına tescilini istemiş, yargılama esnasında 30.11.2016 tarihinde vefatı üzerine yasal mirasçıları davaya devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların davalıya ait yerlerden olduğunu ve davacının zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.09.2013 tarihli ve 2010/155 Esas, 2013/279 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile, ........ parsel numaralı taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı (Çubuk Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.09.2010 tarih ve 2010/814-898 Esas, Karar sayılı veraset belgesine göre 5/20) oranında iptali ile, iptaline karar verilen taşınmaz paylarının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2017 tarih, 2015/7506 Esas, 2017/4818 Karar sayılı kararıyla; “hükmün kendi içinde çelişkili olduğu” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13.11.2018 tarihli ve 2018/52 Esas, 2018/338 Karar sayılı kararıyla tapu kayıt sahibi kök muris ... ... (Demirtaş)'ın 03/01/1959 günü vefat etmekle terekesinin mirasçıları olan davacı ve davalılara intikal ettiği, buna göre davacı ve davalıların terekede iştirak halinde malik oldukları, bu nedenle muristen intikalen gelen terekenin mirasçılar arasında taksim edildiğinin iddia ve ispat edilemediği, mirasçılardan herhangi birisinin terekeye dahil bir malı 20 yılı aşkın bir süre kullanması taksim olmadığı için ona mülkiyet hakkı vermeyeceği, mirasçının zilyetliğinin feri zilyetlik olup tereke adına olduğu, mirasçı terekeye dahil bir malı kendi namı hesabına ekip biçse dahi diğer mirasçıların payları yönünden kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazı 1948 yılında davacılar murisi ...’ın satın aldığını ve o tarihten beridir çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının lehlerine gerçekleştiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

6.2.2. A.A.Ü.T madde 7- Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Kadastro sonucu Gövenç Mahallesi çalışma alanında bulunan 1519, 1933, 2706 ve 3599 parsel sayılı sırasıyla 9.420,00; 1.176,00; 5.600,00 ve 1.180,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tespit ve tescil edilmiş; taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları 04.02.1957 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda tutanağın kesinleştiği 04.02.1957 tarihinden davanın açıldığı 06.05.2010 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine ve maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın esasına girilerek ret karar verilmiş olması ve davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

6.3.2. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan mahkeme kararının gerekçe ve hüküm kısımlarının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 1. ve 6. bentlerinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine;

“1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,

“6-Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davacı mirasçılarından alınarak davalılara verilmesine” cümlelerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan temyiz karar harcının temyiz eden davacı mirasçılarına geri verilmesine, 25/04/2022 tarihinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.