Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2588 E. 2023/5062 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından haritaya yol olarak işaretlenen ve tapuda kaydı bulunmayan taşınmazın kendi mülküne eklenerek tapuda tescil edilmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı, özellikle de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca dava konusu yerin imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmediği ve bu nedenle zilyetliğin kazanılmasını sağlayacak sürenin de dolmadığı gözetilerek, mahkemenin ret kararı gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/66 E., 2021/375 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.12.2018 tarihli 2016/5642 Esas 2018/7927 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; ....., ilçesi .....,Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında yol olarak haritasında gösterilmek suretiyle tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında adına tapuda kayıtlı 106 ada 79 ve 95 parsel sayılı taşınmazların devamı olduğu iddiasına dayanarak anılan bölümün taşınmazlarına eklenmek suretiyle adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu edilen yolun kamuya ait olduğunu, yolun başka parsellerden de geçerek devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yolun kadastrodan önce de yol olarak kullanıldığının davacı tarafından da belirtildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu yol hakkında İlçe Belediyesinin sorumlu olduğunu, Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk alanında olmadığını belirtip pasif husumetten ve esastan davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Demirci Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.01.2016 tarih ve 2014/101 Esas 2016/3 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.12.2018 tarihli 2016/5642 E- 2018/7927 K. sayılı kararıyla; Mahkemece davanın, çekişmeli taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten itibaren 2-3 yıllık makul süre geçtikten sonra açıldığı ve yine tespit tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle verilen ret kararının dosya kapsamına uygun olmadığı, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmadığı açıklanarak; Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma gününün yöntemine uygun şekilde tebliğ edilip taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra TMK'nın 713/4 üncü ve 5 ... fıkraları uyarınca yasal ilanların yapılması gerektiğine değinilmek suretiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Demirci Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2021 tarih ve 2019/66 Esas 2021/375 Karar sayılı kararıyla; Dava konusu 106 ada 79 ve 95 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin 12.06.2007 tarihinde yapıldığı, davanın açılma tarihinin 27.01.2014 olduğu, dava konusu taşınmazların davacı tarafından 02.07.2012 tarihinde satın alındığı, dava açma hakkının satın aldığı çapla sınırlı olduğu, bu taşınmazlar yönünden kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, mahkemenin verdiği ret kararının hatalı olduğunu, zeminde yol olmayan bir kısım kadastro sırasında evrak üzerinde yol olarak bırakıldığını, dosyada toplanan delillerle iddiasını ispatladığını, taşınmazının batı kısmında zaten bir yol olmasına rağmen kadastroda taşınmazının doğu kısmında da yol bırakıldığını,bu yolun çıkış noktası olmadığını, eğimin %80 olduğu bir yerde yolun açılmasının mümkün bulunmadığını, dava konusu taşınmazın çevresinde eşine ait taşınmazlar olduğunu bu sebeple öncesinde de kendilerine ait olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haritasında yol olarak gösterilen tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan, ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ancak dava, TMK'nın 713/1 ..., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddelerine dayalı tescil istemine ilişkin olup dava konusu fen bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen yerin zilyetlikle kazanılabilmesi için öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması yanında 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 17 nci maddeleri uyarınca emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Dosyada toplanan delilerden dava konusu yerin imar ihya edilmediğinin anlaşıldığı, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan kararın gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle

Davacının temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi gereğince gerekçesi değiştirilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.