Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2614 E. 2023/5613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, kadastro tespit tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, dava açılmadan önce geçmiş olması ve bu sürenin kesilmesine veya durmasına neden olacak bir durumun da bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1210 E., 2021/1147 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/129 E., 2021/70 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Rize ili, İkizdere ilçesi, ... köyünde kain 286 ada 7 parsel ve 294 ada 1 parsel sayılı iki adet taşınmaza yönelik Ahmet Şakir Yazıcı mirasçıları tarafından Abdullah Mahir Yazıcı mirasçılarına karşı kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemiyle açılan Mahkemenin 2017/295 Esas sayılı dava dosyasına 18.09.2019 tarihinde harcını yatırdığı asli müdahale dilekçesiyle, dava konusu edilen 286 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapuda ölü Abdullah Mahir Yazıcı adına tescil edildiğini, oysaki bu taşınmazın gerçekte ortak mirasbırakan ...'ya ait olup kendisinin de miras hakkının bulunduğunu, zira kök mirasbırakan ...'nın Ömer Lütfi Yazıcı, Ahmet Şakir Yazıcı, Fatma Karamanoğlu (Yazıcı) ve Abdullah Mahir Yazıcı olmak üzere dört çocuğu bulunduğunu, Ahmet Mahir Yazıcı adına taşınmazın sadece 1/4 hissesinin tescili gerekirken tamamının tescil edilmesinin diğer mirasçıların haklarına aykırılık oluşturduğunu, kök mirasbırakanın mirasçılardan birisi olan Ömer Lütfi Yazıcı'nın dedesi olup taşınmazın 1/4 hissesinin ona ait olduğunu ileri sürerek 286 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kök mirasbırakan ...'dan dedesi Ömer Lütfi Yazıcı'ya, ondan da mirasbırakanı babası İbrahim Hilmi Yazıcı'ya intikal eden 1/12 hissesinden tarafına intikal eden miras payı oranında tapu kaydının iptali ile adına miras payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece, asli müdahale talebinin konusunun dava konusu ile aynı olmadığı ayrı bir dava olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle tefrikine karar verilerek, eldeki dava esasına kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2020/129 Esas, 2021/70 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının 18.03.2008 tarihinde kesinleştiği, kadastro tespit tutanaklarında belirtilen haklara karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılabilmesi için son tarihin somut olayda 18.03.2018 olduğu, davacının ise asli müdahale dilekçesini 18.09.2019 tarihinde sunduğu, bu durumda tutanakların kesinleştiği 18.03.2008 tarihinden davanın açıldığı (asli müdahale dilekçesinin verildiği) tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların her ne kadar davalılar adına kayıtlı ise de davacı tarafından kullanıldığını, davacının fiili zilyetliğine karşı çıkılmadığını, bu nedenle hak düşürücü süre ve zamanaşımının işlemesinin hukuken mümkün olmadığını, aynı Mahkemede 2017 yılında açılmış olan 2017/295 Esas sayılı dosyaya davacının asli müdahil sıfatıyla müdahale ettiğini, ancak müdahale talebinin, talebi kendi adına yaptığı gerekçesiyle reddedildiğini, davacının asli müdahil olarak, konusu ve sebebi aynı olan dosyaya müdahale etmiş olmasının da hak düşürücü süre ve zamanaşımını kesen bir hukuki işlem olduğunu, bu nedenlerle Mahkemenin dava şartı yokluğu sebebiyle davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2021 tarihli ve 2021/1210 Esas, 2021/1147 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihleri ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, hak düşürücü sürenin niteliği gereği kesilmesi ya da durmasının sözkonusu olmadığı bu itibarla İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen kararın usul ve esas bakımdan hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Dava konusu Rize ili, İkizdere ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 286 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro kesinleşme tarihinin 18.03.2008 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra, 18.09.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;

Aşağıda yazılı bakiye 189,15 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.