Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2638 E. 2024/272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddia edilen taşınmazın, Organize Sanayi Bölgesi'ne satışı ve sonrasında davalı şirkete devri nedeniyle tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açılan davada, tapu kaydının dayanağı olan idari işlemin geçerliliği ve davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumu.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine tarafından davalı şirkete 4562 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan satış ve tescil işleminin idari işlem niteliğinde olduğu, bu işlemin idari yargı merciinde iptal edilmediği ve hukuki geçerliliğini koruduğu, ayrıca davalı şirketin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/643 E., 2020/81 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; ... ada 180 parsel arasında kalan 4483.23 m2 yüzölçümlü kuru dere yatağının Hazine adına tescili, sonrasında da ... Organize Sanayi Bölgesine satışı talebini içeren yazı ile tescile esas işlemlerin yapılması için Milli Emlak Müdürlüğüne talep gönderildiğini, tekide rağmen cevap alamadıklarını, yapılan araştırmada taşınmazın 4131 ada 3 parsel olarak 15.10.2007 tarihinde ... Organize Sanayi Bölgesi adına tescil edildiğini, 2008 yılında ise ... Elektrik Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli davalı firmaya satıldığını, bu firma tarafından taşınmazın komşu parselleri ile tevhit ettirilerek 4131 ada 4 parsel olduğunu, halen aktif dere yatağı olmayan yerlerin şartlarının gerçekleşmesi halinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün ise de bu şartları taşımayan davalı adına yapılan tescilin TMK’nın 1025 inci maddesi gereği yolsuz tescil olduğunu ve TMK’nın 1023 üncü maddesinde yazılı olan iyiniyet ve tapu siciline itimat prensibinin burada uygulanamacağını ileri sürerek davalı adına olan tapunun iptalini, bu mümkün görülmezse bilirkişi incelemesinde tespit edilecek bedelinin iktisap tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; Hazine taşınmazlarının satış işlemlerini yürütmekle görevli idarenin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü olduğunu, davacının kendi nam ve hesabına satış ve tescil işlemlerini yapmak için taşınmazı Milli Emlak Müdürlüğüne devrettiğini, Milli Emlak tarafından da taşınmazın ... OSM’ne satıldığını ve tescil edildiğini, satışın kanuna uygun yapılıp yolsuz bir işlem olmadığını, bir an için Milli Emlak Müdürlüğünün bu şekilde yetkisi olmadığı belirtilse dahi husumetin OSB Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.05.2015 tarihli ve 2014/465 E. - 2015/337 K. sayılı kararıyla; dere yatağı vasfını kaybetmiş, tapuya tescili gereken taşınmaz vasfını kazanan bu yerin önce Hazine adına tescili, daha sonra ... Organize Sanayi Bölgesine devri gerekirken, doğrudan OSB'ne devredildiği, bu işlem TMK'nın 1025 inci maddesi anlamında yolsuz bir tescil işlemi ise de dava dosyasından anlaşıldığı üzere Hazinenin bu taşınmazı kendi adına tescil amacının OSB'ne devretme isteği olduğu, davacı ...'nin bu amacı gözetildiğinde, yolsuz tescile dayanarak tapu iptal davası açmasının TMK'nın 2 nci maddesi anlamında iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı, davacının bu taşınmaz için tapu iptal davası değil, bir bedel talep edecekse bu bedelin tahsili için alacak davası açması gerektiği, bedel davasının muhatabının da dava dışı ... Organize Sanayi Bölgesi idaresi olduğu, davalı şirketin dava konusu yeri TMK'nın 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olarak kazandığı, davalı şirketin zaten ... Organize Sanayi bölgesine devredilecek yeri aldığı, iyiniyetli olarak kazandığı bu taşınmazın tapusunun iptali gerekmeyeceği belirtilerek davacının açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.03.2018 tarih ve 2015/21549 E- 2018/9190 K sayılı kararıyla; " .... Dava, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunduğu iddia edilen yerin tapu kaydının iptali ve bu talep yerinde görülmezse taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsili istemine yöneliktir. Davacı Hazine, davalı adına 4562 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan satış işlemi ile tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptalini istemektedir. Hazine tarafından 4562 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıya yapılan satış işleminin idari işlem niteliğinde olduğu, bahsi geçen idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği, farklı deyişle tapu kaydının dayanağı olan idari işlemin hukuki geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, Mahkemenin tapu kaydının iptali talebi yönünden red kararı verilmesi yerindedir. Davacı Hazine vekilinin terditli sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine gelince; Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK m. 26; 297/2). Davacının dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemi yönünden talepte bulunulmuş, ancak Mahkemece bu konuda bir karar verilmemiştir. Mahkemece, bu talep de değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.01.2020 tarih ve 2019/643 E.- 2020/81 K. sayılı kararı ile; Hazine tarafından 4562 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıya yapılan satış işleminin idari işlem niteliğinde olduğu, bahsi geçen idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği, farklı deyişle tapu kaydının dayanağı olan idari işlemin hukuki geçerliliğini koruduğu gerekçesiyle tapu iptali talebinin ve iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunan davalının, davacının sebepsiz zenginleşme alacağının muhatabı olmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın, ... Organize Sanayi Bölgesi adına 2007 yılında yapılan tescilinin hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz olduğunda şüphe olmadığını, öte yandan kamu emlakinin yolsuz ve hata ile tescil edilmesinin, o yerin özde tescile tabi olmama (kamu malı olma) vasfını değiştirmeyeceğini ve bu tür gayrımenkuller hakkında TMK'nın 1023 (931) üncü maddesindeki iyiniyet ve tapu siciline güven ilkesinin de uygulanamayacağını, kamu malı niteliğinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kuru dere yatağı olan müddeabihin yolsuz tescil edildiği ve iyiniyet ve tapu siciline itimat prensibinin uygulama yeri olmayacağı göz önüne alındığında davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usule, kanuna, Yargıtay içtihatlarına mutlak olarak aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı ve 713/1 inci ve 1023 üncü maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kök 4131 ada 3 parsel sayılı 4483,23 m2 miktarlı, arsa vasıflı taşınmazın tamamı ... OSB adına kayıtlı iken 25.12.2008 tarihli satış işlemi ile davalı Şirkete temlik edildiği, daha sonra bu taşınmazın dava dışı 4131 ada 2 ve 4224 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla tevhit edilerek çekişme konusu 4131 ada 4 parsel numarasını aldığı ve 07.07.2009 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı hale geldiği, davacı Hazinenin davalı adına 4562 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan satış işlemi ile tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili, olmadığı takdirde bedel istemli olarak eldeki temyize konu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.