"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/294 E., 2018/34 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya tetkik olunarak gereği görüşüldü:
Dava konusu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmazın 18.06.2006 tarihinde dava dışı ... ve ... tarafından Marmaris Kadastro Mahkemesine açılan davaya konu edildiği, anılan dosyada dava dışı ...’nın dava dışı iki parça taşınmaz ile birlikte dava konusu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini talep ettiği, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 18.06.2009 tarih, 2008/169 Esas, 2009/758 Karar sayılı kararı ile dava dışı 2 parça taşınmaz yönünden davanın kabulüne, taşınmazların ... ve ... adlarına tesciline, eldeki davaya konu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmazda ise ...’nın zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine ve 238 ada 212 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tespit gibi tesciline karar verildiği, bu kararın davalı Hazine tarafından eldeki davaya konu olmayan 2 parça taşınmaza yönelik olarak temyiz edildiği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 07.10.2010 tarih, 2009/7661 Esas, 2010/5624 Karar sayılı kararında sit haritaları getirtilerek yeniden keşif yapılması, dava dışı temyize konu 2 parça taşınmazın sit alanı içinde kalıp kalmadığının, kalıyor ise hangi tür ve derece sit alanı içinde kaldığının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulduğu, eldeki davaya konu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine ilişkin verilen kararın ise temyiz edilmediğinden 18.06.2009 tarihinde karar kesinleştiği, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda eldeki davanın davacısı ...’ın 30.04.2012 tarihli dilekçe ile davaya müdahil olup 238 ada 212 parselin adına tescilini talep ettiği, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2012/18 Esas 2014/23 Karar sayılı kararı ile taşınmazların 3. derece doğal sit alanında kaldığı anlaşıldığından dava dışı iki parça taşınmazın davacılar Kayar ve Üçgül adına, 238 ada 212 parsel sayılı taşınmazın da müdahil ... adına tesciline, taşınmazların 3. derece doğal sit alanında olduğunun tapu kaydına şerh edilmesine karar verildiği, bu kararın davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.03.2015 tarih, 2014/10619 Esas, 2015/2101 Karar sayılı kararı ile dava dışı iki parça taşınmaz yönünden verilen kararın onanmasına, dava konusu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davaya müdahalenin ancak derdest bir dava için mümkün olabileceği ve çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği, asliye hukuk mahkemesine yönelik görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulduğu, Mahkemece bozma kararına uyularak 13.01.2016 tarih, 2015/49 Esas, 2016/3 Karar sayılı karar ile görevsizlik nedeniyle davanın reddine kararı verildiği, karar temyiz edilmediğinden 09.02.2016 tarihinde kesinleştiği, süresinde talep edilmesi üzerine dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Yasa'nın 14 ncü maddesinde öngörülen mülk edinme şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 238 ada 212 parseli sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline ve taşınmazın üçüncü derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapuda beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444 üncü maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360 ncı maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.
Hemen belirtilmelidir ki, eldeki davaya konu 238 ada 212 parsel sayılı taşınmaz yönünden Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 07.10.2010 tarihli kararında işin esası hakkında herhangi bir karar verilmediği, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.03.2015 tarihli kararında ise yalnızca görev yönünden denetim yapılmış olduğu açıktır. Bozma sonrası verilen kararın tarihinin ise 12.01.2018 olduğu dikkate alındığında, eldeki davaya ilişkin verilen kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesi gerekmektedir.
KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,
03.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.