Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2657 E. 2022/5451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından davalıya yapılan taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, mirasbırakanın taşınmazın tamamını devretmesi, davalının alım gücünün olmaması ve davalının mirasbırakanı koruyup kollama iradesinin bulunmaması gibi hususlar değerlendirilerek mirasbırakanın iradesinin mal kaçırmak olduğu sonucuna varmış ve yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacılar ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ... tarafından 3047 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı kızına satış suretiyle devredildiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, mirası reddeden davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 19/11/2019 tarihli 2019/1166 Esas, 2019/1577 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın iradesinin mal kaçırmak olmadığı, bu durumun diğer mirasçıların da kabulünde olduğu, mirasbırakanın asıl amacının ekonomik anlamda durumu iyi olmayan davalı kızı ...i korumak olduğu, kendisinden sonra da zor durumda kalmaması için çekişme konusu taşınmazı devrettiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece “Somut olayda, üzerinde 5 katlı bina yer alan 111 m2 arsa vasıflı dava konusu taşınmazın tespit edilen değerinin, bulunduğu il, ilçe ve konuma uygun olmadığı kanaati uyanmaktadır. Hal böyle olunca; uzman bilirkişiler vasıtasıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın serbest piyasa alım-satım ölçütleri gözetilmek suretiyle dava tarihindeki değerinin tespit ettirilmesi, belirlenecek değerin davacıların payları toplamına karşılık gelen miktarı üzerinden varsa eksik harcın tamamlattırılması ve ondan sonra işin esası değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli ve 2021/550 E. 2022/316 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın değeri keşfen saptanıp, eksik harç tamamlattırıldıktan sonra yapılan yargılama sonucunda aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının devrin mirasbırakan tarafından zor durumda olması nedeniyle yapıldığı gibi bir istinaf itirazının bulunmadığını, oysa Bölge Adliye Mahkemesince davanın bu gerekçeyle reddedildiğini, bu durumun HMK’nın 355. maddesinde yer alan istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlemesine aykırılık teşkil ettiğini, gerekçeli kararda yapılan nitelendirmenin tamamen hatalı olduğunu, dava konusu temlikin bedelsiz olarak gerçekleştiğini, asıl amacın mal kaçırmak olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Katılma yoluyla davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında Beyoğlu 10.Noterliğince düzenlenen 13.09.2017 ve 15.11.2017 tarihli iki adet mirasçılık belgesi sunulduğunu, 13.09.2017 tarihli mirasçılık belgesinde ...’ın da mirasçı olarak yer aldığını, oysa bu kişinin mirasbırakanın kızı olduğunu ve mirasbırakandan önce öldüğünü, ortada pay oranları farklı iki mirasçılık belgesinin bulunduğunu, öncelikle birbiriyle çelişen mirasçılık belgeleri arasındaki farkın düzeltilmesi gerektiğini, davacılar tarafından mirasın reddedildiğini, bu nedenle davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeli kararın 5/c bendinde maddi hata ile “istinaf yargılaması sırasında duruşma açıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” dair hüküm kurulduğunu, oysa davanın reddedildiği gözetildiğinde bu fıkranın sehven yazılmış olabileceğini, bu hatanın da düzeltilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğinden, mirasbırakan ...’un 12.06.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı ..., dava dışı oğlu ...ile kendisinden sonra ölen kızı ...nın mirasçıları .... ve .... ile davalı kızı ...’in kaldığı, 3407 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 06.08.2002 tarihinde davalı kızı ....e 10.000,00-TL bedelle devredildiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Davacı tanıkları beyanlarında, mirasbırakanın durumunun iyi olduğunu, mal satmaya ihtiyacının bulunmadığını davalının ise satın alma gücünün olmadığını söylemişler, davalı ise çekişme konusu taşınmazı satın aldığı savunmasında bulunmamıştır. Temlik edilen taşınmazın değeri nazara alındığında mirasbırakanın davalıyı koruyup kollama iradesinden bahsedilemeyeceği gibi davalının da bu yönde bir savunması yoktur.

6.3.3. O halde, mirasbırakan çok değerli taşınmazının bir kısmını devredebilecekken tamamını da devrettiği göz önüne alındığında, iradesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır.

6.3.4. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın reddedilmiş olması doğru değildir.

6.3.5. Diğer taraftan; dosya içerisinde mirasbırakan ...’a ait birbiri ile çelişen iki veraset ilamının olması ve bu veraset ilamları arasındaki çelişkinin giderilmemiş olması da isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, aynı Kanun′un 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine; alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 07/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.