Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2695 E. 2022/6023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kızı ve damadının kendisini doğalgazlı ev alacakları vaadiyle kandırarak taşınmazını hile ile üzerlerine geçirdiklerini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların davacıya "doğalgazlı ev alacakları" vaadiyle iradesini fesada uğratarak dava konusu taşınmazı hile ile temlik aldıklarının tanık beyanları ve dosya kapsamından anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiğine dair direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : NİĞDE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararının; süresi içinde davacı vekili tarafından temyizi üzerine dava dosyası 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı HMK'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalılardan kızı Sevim’in ruhsal bunalıma girdiği dönemde ona sahip çıkmak için davalıların yanına yerleştiğini, evdeki temizlik işlerini yaptığını, çocukları olduktan sonra çocuğa da baktığını, davalıların kendisine (davacıya); "sen bizim yanımızda çalışmaya, torunlarına bakmaya devam et, üzerine kayıtlı bahçeyi de bize devret, bunun karşılığında biz sana doğalgazlı ev alalım" şeklinde vaatlerde bulunduklarını, davalıların hileli hareketleri sonucunda 234 ada 16 parsel sayılı taşınmazını davalı kızına temlik ettiğini, onun da eşi olan diğer davalı ...’e devrettiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı ...'e yapılan satışının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin satış işlemlerinin resmi yolla ve bedeli karşılığında yapıldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02/10/2019 tarihli ve 2019/18 E. 2019/981 K. sayılı kararıyla; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı ... aleyhine açılan davanın ise hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 29/11/2019 tarihli ve 2019/11 E. 2019/11 K. sayılı kararıyla; davacı vekilince hilenin öğrenilme zamanı ile ilgili ileri sürülen maddi vakıanın, dolayısıyla hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin değerlendirilmesi bağlamında tüm delillerin toplanılması, davacı vekili tarafından 18/06/2019 tarihinde bildirilen tüm tanıkların dinlenmesi suretiyle açıklığa kavuşturulması, davanın süresinde açıldığı sonucuna varılması halinde yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde işin esasına girilmesi ve ayrıca davalılardan Sevim ilk satışın tarafı olduğundan ve öncelikle hile iddiası adı geçen davalıya yöneltildiğinden pasif dava ehliyetinin bulunduğu dikkate alınarak bu davalı yönünden de değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 20/01/2021 tarihli ve 2019/917 E. 2021/35 K. sayılı kararıyla; hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

5.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların sürekli oyalayarak kandırdıklarını, davalıların çocuklarına baktığını, büyüttüğünü, ev işlerini yaptığını, bunun karşılığında davalılardan hiçbir şey alamadığı gibi kendi tek birikimi olan tarlasını elinden aldıklarını, iyi niyetle davalıların yanında yaşadığını, vaat ettikleri evi almaları konusunda ısrar edince kendisini evden kovduklarını, davalıların evden kovmasıyla niyetlerini öğrendiğini, kendi öz evladı tarafından dolandırıldığını çok geç anladığını, davalıların her ne kadar bedelini ödediklerini iddia etmişlerse de bu yönde hiçbir delilleri olmadığını, davalıların dava açılacağını öğrenmelerinin hemen akabinde kendi aralarında devir işlemi yapmalarının kötü niyetli olduklarını açıkça gösterdiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

5.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil davalarında vekalet ücretinin taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden nispi olarak hesaplandığını, taşınmazın değerinin bilirkişi raporu ile 396.253,00 TL olarak belirlendiğini, harcın bu miktar üzerinden tamamlandığını, reddedilen davada tarafları lehine hükmedilen vekalet ücretinin bu değer üzerinden hesaplanması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30/06/2021 tarihli ve 2021/503 E. 2021/501 K. sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, vekalet ücreti yönünden hüküm düzeltilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 17/11/2021 tarihli ve 2021/7485 E. 2021/6880 K. sayılı kararıyla; ''...Somut olaya gelince, tüm dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde; davacının kızı ve damadı olan davalılar ... ve ....in; davacıya “doğalgazlı ev alacaklarını” vaadederek iradesini fesada uğrattıkları ve bu suretle dava konusu taşınmazı temlik aldıkları anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. '' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 18/02/2022 tarihli ve 2022/96 E. 2022/245 K. sayılı kararıyla; dinlenen tanık beyanlarının, davacının iddiasını ispat etmekten uzak olduğu, zaten davacı asilin de tanıklar ... ve ...'ın beyanlarını doğruladığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iddianın tanık beyanları ile de sabit olduğunu, taşınmazın devrinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6.3. Değerlendirme

Somut olayda, tüm dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde; davacının kızı ve damadı olan davalılar Sevim ve Mecit’in; davacıya “doğalgazlı ev alacaklarını” vaad ederek iradesini fesada uğrattıkları ve bu suretle dava konusu taşınmazı temlik aldıkları anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.