Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2694 E. 2024/1597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak mera vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uymasına rağmen, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, davacıların zilyetlik iddiasının dayanağı, toprak tevzi kayıtları ve diğer ilgili hususları tam olarak araştırmadan eksik inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/591 E., 2021/463 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararının davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacılara dedelerinden intikal ettiğini, taşınmazın bir kısmında ev bir kısmında bağ – bahçe bulunduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile her davacının kullandığı alanın adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, bu nedenle ziyetlikle iktisap edilemeyeceğini, davacıların zilyetlik iddiasında bulunduğu taşınmaz bölümlerinin meradan açma olduğunu, davacılar açısından senetsiz araştırması yapılması gerektiğini, uzaman bilirkişilerden rapor alınarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

... vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.03.2016 tarihli, 2014/92 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın uzun yıllardır davacılar tarafından kullanıldığı, üzerindeki yapıların davacılar tarafından inşa edildiği, taşınmazın tespitinde herhangi bir toprak tevzi haritasında bağlı kalınmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptaline, bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen bölümün ... adına, A ,1/B ve D ile gösterilen bölümlerin davacı ... adına, E,L ve 1/C ile gösterilen bölümlerin ... adına , C,1/D ve 2/D ile gösterilen bölümlerin ... adına , K,F, 1/E ve 2/E ile gösterilen bölümlerin ... adına , G ve H ile gösterilen bölümlerin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden , davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.11.2019 tarihli, 2019/5020 Esas, 2019/7505 Karar sayılı kararıyla; yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek, hava fotoğraflarından yararlanılmak ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle taşınmazla ilgili mera ve zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, taşınmazn uzun yıllardır davacılar tarafından zilyet edildiği, taşınmaz üzerine ev yapılmadan önce tamamının bağ niteliğinde olduğu, gerekçesi ile davanın kabulü ile 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptaline, bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen bölümün ... adına, B ve D ile gösterilen bölümlerin ... adına , C ile gösterilen bölümün ... adına , E ve H ile gösterilen bölümlerin ... adına , G ve I ile gösterilen bölümlerin ... adına, F ve I ile gösterilen bölümlerin Mehmet Kazeylek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bozma öncesinde davacılar adıa tesciline karar verilen taşımaz bölümünün 16536,39 metrekare olmasına rağmen bozma sonrasında 21335,55 metrekarelik taşınmaz bölümünde kabul kararı verildiğini, dava konusu taşınmazın kamu malı olup zilyetlikle edinilemeyeceğini, taşınmazın niteliğinin yeterli bilirkişi raporları ile belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın fotoğraflarının dosyaya sunulması ve hakim gözleminin zapta geçirilmesi gerektiğini, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadsatro Kanunu’nun 14, 16, 20 ve 46 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 173 ada 1 parsel sayılı 51021,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.

2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmadığı gibi; bozmaya uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.

Bilindiği üzere, bozma kararına uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem ve araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen somut olayda bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Mahkemece usulünce mera araştırması yapılmamış, çekişmeli taşınmazın mera ile ne şekilde ayrıldığını belirtmeyen ve yetersiz ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, taşınmazın bulunduğu yörede yapılan toprak tevzi çalışmalarına ilişkin evrak getirtilerek mahalinde usulünce uygulanmamış, çekişmeli taşınmazın kaçak – yitik kişilerden kaldığı beyan edilmesine rağmen bu husus araştırılmamış, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamasına ve davasını takip etmeyen davacılar bulunmasına rağmen bu davacılar açısından dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği düşünülmemiştir.

Bu şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulamaz.

3.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait toprak tevzii evrakı getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1954 yılından ve kadastro tespit tarihinden öncesine ilişkin streoskopik hava fotoğrafları bulunup bulunmadığı Harita Genel Müdürlüğünden sorularak varsa dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte öncelikle, yerel bilirkişiler ve teknik bilirkişi eliyle toprak tevzii evrakı uygulanarak çekişmeli taşınmazla ilgili işlem yapılıp yapılmadğı belirlenmeli; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu saptanmalı; yine dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz üzerinde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1954 yılından öncesinde ve kadastro tespit tarihinden önce tarım yapılıp yapılmadığı, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, kaçak – yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını ve yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları gösterir, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın sınırlarını, niteliğini ve kullanım durumunu belirtir şekilde rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı biçimde değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunu belirten, öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tahsis tarihine kadar davacı ve önceki zilyetler yararına Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, taşınmazın kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı gözetilmeli davasını takip etmeyen davacılar açısından dosyanın işlemden kaldırılması hususu değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.