Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2721 E. 2022/6224 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmış olmasına rağmen tapu iptali ve terkinine karar verilip verilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazların mülkiyete konu olamayacağı ve kamulaştırma işleminin tapu iptali ve terkinine engel teşkil etmediği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ORDU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-(TERKİN)

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - (terkin) istemli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 18.10.2021 tarihli, 2021/1873 Esas ve 2021/2031 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 514 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını, bu yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada celp edilen Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü yazısı ile kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı anlaşılan 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili, davalılardan ... (...), ..., ..., ... ve ...’ın 514 ada 4 no.lu parselin, yine diğer davalılar ..., ..., ... ve ...’nun ise 514 ada 2 no.lu parselin hissedarları olduğunu, davalıların sahip oldukları arsaların kıyı kenarı çizgisi nedeniyle kısıtlı olduğunu dava dilekçelerinin kendilerine tebliği ile öğrendiklerini ve Gülyalı Belediyesinde yaptıkları incelemede; dava konusu yere ait halihazır harita paftaları üzerine çizilen kıyı kenar çizgileri 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi gereğince 12/04/2011 tarihli ve 328/6616 sayı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onanmıştır denilerek paftanın kenarına şerh verilerek mühürlenip imzalandığının tespit edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yeniden yapılan kıyı kenar çizgisi tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu yerin zaten kadastro tespitinin yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2021 tarihli ve 2017/227 E., 2021/13 Karar sayılı kararıyla; dosya arasına alınan ve denetime elverişli şekilde hazırlandığı görülüp hükme esas alınan 20/07/2020 tarihli fen bilirkişi raporu ile 02/09/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre; dava konusu toplam 293,00 m² yüzölçümüne sahip 514 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 211,35 m²'lik alanının; dava konusu 1.928,48 m² yüzölçümüne sahip 514 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamının; dava konusu 1.092,64 m² yüzölçümüne sahip 514 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tamamının özel mülkiyete konu olamayacak şekilde kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile söz konusu taşınmazların ayrı ayrı tapu kayıtlarının iptaline, her ne kadar dava dilekçesindeki talep sonucu, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali yanında tescil istemini de içermekte ise de; 4721 sayılı TMK'nın 999. maddesine göre -somut uyuşmazlıkta da olduğu gibi- özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazların, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunamayacağı ve tapuya kayıtlı bir taşınmaz kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse tapu sicilinden çıkarılması; başka bir deyişle tapu sicilinden terkin edilmesi gerektiği gerekçesi ile söz konusu taşınmazların tapudan terkinine, davacının tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Karayollar Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçelerinde özetle, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın kamulaştırma işlemleri için 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca 2005/69 Esas numaralı ''Acele Kamulaştırma ve El Koyma'' davası açıldığını, davanın sonuçlanması akabinde Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2005/183 Esas numaralı ''Bedel Tespit ve Tescil'' davası açılarak, söz konusu davada 2011/106 Karar numarası ile Ayrılık Mahallesi 353/A parsel no.lu taşınmazın 295,70 m2'lik kısmının yol olarak terkinine karar verildiğini ve kamulaştırma bedelinin 16.12.2010 tarihinde Ziraat Bankası Ordu Şubesine bloke edilerek kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.10.2021 tarihli, 2021/1873 Esas ve 2021/2031 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Müdürdüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, müvekkili tarafından yapılan kamulaştırma işlemi nazara alınmaksızın verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde, ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

3.2.2. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına, 29.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.