"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MARDİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı ve müdahiller tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, davacılar ve müdahiller tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde, 860 ada 34, 35, 41, 47 ve 831 ada 120 parsel sayılı taşınmazların muris ...'dan davacılara intikal ettiğini, Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/12/1969 tarihli, 1969/77 Esas ve 215 Karar sayılı kararı ile muris adına tapuya tescil edildiğini ve davacılar yararına taşınmazların mülkiyetinin kazanılması koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra temyize konu 860 ada 41 ve 831 ada 120 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava tefrik edilmiştir.
Müdahil ... ve ... müdahale dilekçesinde, dava konusu 831 ada 120 parsel sayılı taşınmazın 50 dönümünün 30 yıldan beri ..., 100 dönümünün ise 30 yıldan beri ... tarafından nizasız olarak ekilip biçildiğini öne sürerek bu bölümlerin tapu kaydının iptali ile müdahiller adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesinde; davacılar yararına kazanma koşullarının oluşmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/247 Esas ve 2019/80 Karar sayılı kararıyla, davacılar ... ve arkadaşları yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, tespitten önceki yirmi yıl öncesinde taşınmazların imar ihya edilerek tarımsal vasfa uygun hale getirilmediği, müdahiller ... ve ...'nün ise davalarını 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açtıkları, müdahiller yönünden 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle ayrı ayrı “davanın reddine” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar ... ve arkadaşları vekili, müdahiller ... ve ... vekili ile davada taraf olmayan Ademhan Tavuk ve Hayvancılık San. ve Tic. A.Ş. temsilcisi ... tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar ... ve arkadaşları vekili istinaf başvurusu dilekçesinde; dava konusu taşınmazın muris ... tarafından 1970 yılından sonra kullanıldığını, daha sonra davacılar tarafından ekilip biçildiğini, ayrıca taşınmaza ait Mardin SHM'nin 1969/77 Esas ve 1969/215 sayılı tescil ilamı uyarınca tapu kaydının bulunduğunu, Mahkemece eksik araştırma yapıldığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller ... ve ... vekili istinaf başvurusu dilekçesinde; Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, taşınmazları uzun yıllardır kullandıklarını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahale talebinde bulunan ve istinaf eden Ademhan Tavuk ve Hayvancılık San. ve Tic. A.Ş. Temsilcisi ... istinaf başvurusu dilekçesinde; Mardin SHM'nin 24.12.1969 tarih, 1969/77 Esas ve 1969/215 Karar sayılı tescil ilamı kapsamında kalan yerlerin şirkete ait olduğunu öne sürerek bu yerlerin şirket adına tesciline ve bu nedenle müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/1528 Esas ve 2021/1802 Karar sayılı kararıyla, davacılar ... ve arkadaşları tarafından 831 ada 120 ve 860 ada 41 parsellere yönelik açılan davada davacılar lehine iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde hata bulunmadığı, müdahiller tarafından 831 ada 120 parsele yönelik açılan davanın da hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı hususunun doğru olduğu, böylece Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve bu sebeple davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde, davacılar ... ve arkadaşları vekili, müdahiller ... ve ... vekili ile davada taraf olmayan Ademhan Tavuk ve Hayvancılık San. ve Tic. A.Ş. temsilcisi ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar ... ve arkadaşları vekili temyiz başvurusu dilekçesinde; dava konusu taşınmazın muris ... tarafından 1970 yılından sonra kullanıldığını, daha sonra davacılar tarafından ekilip biçildiğini, ayrıca taşınmaza ait Mardin SHM'nin 1969/77 Esas ve 1969/215 sayılı tescil ilamı uyarınca tapu kaydının bulunduğunu, Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller ... ve ... vekili temyiz başvurusu dilekçesinde; Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, taşınmazları uzun yıllardır kullandıklarını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahale talebinde bulunan ve istinaf eden Ademhan Tavuk ve Hayvancılık San. ve Tic. A. Ş. temsilcisi ... temyiz başvurusu dilekçesinde; Mardin SHM'nin 24.12.1969 tarihli, 1969/77 Esas ve 1969/215 Karar sayılı tescil ilamı kapsamında kalan yerlerin şirkete ait olduğunu öne sürerek, bu yerlerin şirket adına tesciline ve bu nedenle müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Mardin ili, Merkez ilçesi, Nur Mahallesi çalışma alanında bulunan 831 ada 120 ve 860 ada 41 parsel sayılı sırasıyla 431.541,30 metrekare ve 85.928,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, 831 ada 120 parsel sayılı taşınmaz 01.5.1997 tarihinde, 860 ada 41 parsel sayılı taşınmaz ise 01.10.2002 tarihinde hükmen 85.928,40 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’ Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşullar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.
3.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, ‘’–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükmünü içermektedir.
3.2.3 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).
3.2.4 Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;
"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.
3.2.5 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13, 14 ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca Devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.
3.2.6. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar ... ve arkadaşları vekili, müdahil ve müdahale talebinde bulunan vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 26/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.