Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2738 E. 2024/1377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakandan intikal eden taşınmazlar üzerindeki tapu iptali ve tescil davasının, mirasçılardan sadece biri tarafından açılması nedeniyle husumet yokluğundan reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar için mirasçıların diğer mirasçılar aleyhine miras payları oranında dava açabilecekleri, ancak terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik dava açamayacakları, elbirliği mülkiyetindeki terekeye ilişkin her türlü tasarrufun tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması gerektiği ve bu davada davacının tek başına dava açmasının mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2583 E., 2021/1771 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/218 E., 2019/393 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 110 ada 3, 119 ada 3, 123 ada 21, 140 ada 31, 117 ada 23, 140 ada 13, 111 ada 7, 111 ada 8, 111 ada 38, 117 ada 24, 160 ada 13 ve ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 111 ada 1, 110 ada 1, 113 ada 5, 6 ve 7, 112 ada 7 ve 8 parseller ile ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1726 ada 6, 1726 ada 5, 1081 ada 1, 1081 ada 2 parseller ve ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 4 ada 12 parsel, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 210 ada 1, 227 ada 5, 227 ada 6, 227 ada 8, 226 ada 30, 226 ada 31, 226 ada 28, 226 ada 29, 227 ada 12 ve 227 ada 13 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazların dedesi olan ...'e ait olduğunu, hile ile taşınmazların davalılar adına tespit edildiğini, taşınmazlarda annesi olan ... ’den dolayı tüm çocuklarının hakları olduğunu ileri sürerek iptal tescile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazların kendi mirasbırakanından kaldığını, eklemeli olarak 80-90 yıldır zilyetliği olduğunu, 35-40 yıldır kendisi tarafından kullanıldığını; davalı ..., davacıyı tanımadığını, dava konusu taşınmazların dedesi ve babasından intikal ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2019 tarih 2016/218 Esas 2019/393 Karar sayılı kararı ile; aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından davacıya davasının açıklattırılması gerektiğini, davacının hatası sonucu dava ile ilgisi olmayan 3. kişiler adına olan taşınmazların dava edildiğini, bunun düzeltilmesi taleplerinin reddedildiğini, bu sebeple ıslah ederek yeni dava dilekçesi sunduklarını, Mahkeme tarafından taraf teşkilinin sağlanması amacı ile kurulan ara kararın da usulüne uygun olmadığını, talepleri olmasına rağmen delilleri toplanmadan karar verildiğini, taşınmazın davacının dedesinden annesine, annesinden de davacıya geldiğini, vergi kaydı ve zilyetliğe dayandıklarını, gerekli araştırma yapılmadığını, dava konusu taşınmazın 40 yıldan fazla zamandır aralıksız olarak davacının dedesi tarafından ekilip biçildiğini, bu suretle davacının annesinin de taşınmazdan ekonomik olarak yararlandığını, davacının dedesinin ölümü sonrası gerek davacı gerek davacının annesi tarafından taşınmazın kendilerine bırakılan kısmının kullanıldığını, davacının dedesinin ve sonrasında annesinin de ölümü sonrası davacının zilyetliği devam ettirmek istediğini ancak kendisine kötüniyetli bir şekilde engel olunduğu, davacının annesinin taşınmazı ve üzerindeki malik sıfatıyla zilyet olma durumunu davacıya devrettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının atalarından kaldığını iddia ettiği çekişme konusu taşınmazlar bakımından adına tescil istekli dava açtığı, davacının duruşmada taşınmazların 1/4'ünün kendisine ait olduğunu ifade ettiği, davacı vekilinin davayı açıklayan 20.09.2018 tarihli dilekçesinde taşınmazların davacı adına tescilini talep ettiği, terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçının tek başına terekeye göre 3. kişi konumunda bulunan biri aleyhine miras payı oranında dava açmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davacının dedesi olan mirasbırakanı ... tarafından taksim edildiğini, taksim sonrası davacının annesi tarafından davacıya bağışlandığını, tüm mirasçıların birlikte dava açmasına gerek olmadığını, aynı zamanda dava konusu taşınmazlar yönünden taksim iddiasında bulunmalarına rağmen bu iddianın değerlendirilmediğini, mahallinde keşif yapılmaksızın, tanık dinlenmeksizin ve dava dilekçesi açıklattırılmaksızın yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, 3.kişilere ait taşınmazlar yönünden ihtiyati tedbirin kaldırıldığını, teminatın iadesini talep etmelerine rağmen Bölge Adliye Mahkemesince bu hususta herhangi bir karar verilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bilindiği üzere; iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan bir terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin olarak mirasçılar miras payları oranında adlarına tescil istemiyle diğer mirasçılar aleyhine dava açabilirlerse de, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davaya tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur. Ancak elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde bir mirasçı payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarinin alınması ya da terekeye temsilcisi atanması da hüküm ifade etmeyecektir.

3. Somut olaya gelince, davacı asılın 20.12.2016 tarihli duruşmada dava konusu taşınmazların annesinden kendisine kaldığını, taşınmazların 1/4 payının kendisine ait olduğunu, 01.06.2017 tarihli ön inceleme duruşmasında dava konusu taşınmazların dedesinden kaldığını ve davalılara ait olmadığını, 06.09.2018 tarihli duruşmada ise davalıların, annesi ...’nin taşınmazlarına el koyduğunu belirttiği, Mahkemece davacıya dava dilekçesini açıklaması için süre verildiği, davacı vekili 20.09.2018 ve 04.12.2018 tarihli dilekçelerinde dava konusu taşınmazların davacının dedesi olan mirasbırakanı ...’e ait olduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra davacının annesine miras payının verilmediğini, dava konusu taşınmazların bir kısmının kamulaştırıldığını belirterek, 226 ada 31, 226 ada 29, 227 ada 13 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma öncesi mülkiyetinin tespitine, davalı ... adına kayıtlı 117 ada 23 ve 140 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar ile davalı ... adına kayıtlı 111 ada 7 ve 111 ada 38 parsel sayılı taşınmazların ve davalı ... adına kayıtlı 227 ada 6, 226 ada 30, 226 ada 28 ve 227 ada 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, dava dilekçesinde belirtilen diğer taşınmazların hatalı olarak yazıldığı, Mahkemece 04.12.2018 tarihli duruşmada davalılar ... ve ...’e karşı açılan davaların eldeki davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği; kök mirasbırakan ...’in 1970 yılında öldüğü ve geride 1984 yılında ölen oğlu ...’ın, 1980 yılında ölen ...’nin ve 2016 yılında ölen oğlu ...’nın dava dışı mirasçıları ile 2006 yılında ölen kızı ...’nin mirasçılarının kaldığı, davacının ...’nin kızı olduğu ve ...’nin davacı dışında 10 mirasçısının daha bulunduğu; kök mirasbırakan ... ile davacının mirasbırakanı ...’un ölüm tarihleri itibariyle terekelerinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, TMK'nın 640 ıncı ve 702 inci maddelerine göre tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya tereke adına bir mirasçı tarafından açılan davaya muvafakat vermeleri ya da tereke adına açılan davanın terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilmesi gerektiği, mirasçılardan birinin tek başına adına tescil istemiyle dava açması halinde ise diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla davanın yürütülmesine imkan bulunmadığı, eldeki davada talebin dava konusu taşınmazların terekeye döndürülmesi istemine ilişkin olmadığı gözetildiğinde, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.