"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen taksim iddiasına yönelik davanın hak düşürücü süre nedeniyle, olağanüstü zamanaşımına yönelik açılan davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili, 1692 parsel sayılı taşınmazı 50 yılı aşkın süredir davacının kullandığını, taşınmazın dedesi İbrahim ...’ye onun babası ...’dan kaldığını, 1964 tarihli annesi tarafından imzalanan miras taksim sözleşmesi ile de davacı payına isabet ettiğini, ancak kadastro çalışmaları sırasında ... Yüksekbilgili adına tespit edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli 2014/24 Esas, 2018/164 Karar sayılı kararıyla; taksim iddiasının kadastro tespitinden önceki hukuki bir sebep olduğu, kadastro tespitinin kesinleştiği 03/04/1974 tarihinin üzerinden 10 yılı aşkın süre geçtiği, davanın açıldığı 07/01/2014 tarihinde yasal hak düşürücü sürenin dolduğu ve hak düşürücü sürelerin mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerektiği gerekçesiyle davacının taksim iddiasının esasına girilmeyerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 1692 parselde kayıtlı taşınmazın 50 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığı ve olağanüstü zaman aşımı nedeniyle de TMK 713. maddesi şartları oluştuğundan davacı adına tapuya kayıt ve tescili istenilmiş ise de; dava konusu edilen kök murise ait taşınmazın kime ait olduğunun davacı tarafça bilindiği, davacının da mirasçı sıfatı bulunduğunun göz önünde bulundurulduğu, Yargıtay içtihatları doğrultusunda mirasçılar arasında olağanüstü kazandırıcı zaman aşımının diğer mirasçılar aleyhine işlemesinin de söz konusu olamayacağı gerekçesiyle olağanüstü zamanaşımına yönelik açılan davanın subut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesi içeriğini tekrar ederek araştırmanın yetersiz olduğunu, usul hükümlerine aykırı olarak harcın tamamlattırıldığını, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinin davada uygulanmasının hatalı olduğunu, zilyetliğe ilişkin olarak 20 yıl süre dolduğu andan itibaren malik sıfatıyla zilyet olan kişi mülkiyet hakkının kazanacağını ileri sürerek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3.Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 26.10.2021 tarihli 2020/184 Esas 2021/1471 Karar sayılı kararıyla; davacının 09.03.1964 tarihli miras taksim sözleşmesine dayandığı, kadastro tutanağının 03.04.1974 tarihinde kesinleşmesine rağmen, davanın 07/01/2014 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen yasal 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı sabit olmakla, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın yazılı gerekçe ile reddinin usul ve yasaya uygun olduğu, yine davacı terditli talep olarak TMK 713/2 maddesine dayanmış ise de 26/05/1954 tarih ve 7/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mirasçılar arasında zamanaşımı işlemeyeceğinden mahkemece bu yöndeki talebin de yazılı gerekçe ile reddinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene ve terditli olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/2 . maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
3.3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda Gaziantep ili, .... ilçesi, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1692 parsel sayılı 9.150,00 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu belirtilerek ... adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 03.04.1974 tarihinde tescil edilmiştir. Dava 07.01.2014 tarihinde açılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.