"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - tazminat - tenkis istemli dava sonunda Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/07/2021 tarihli ve 2021/120 Esas, 2021/250 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, anneleri muris Fatma Parlak'ın 480 no.lu parselini davalı kızı ... yararına dava dışı ...'ye satış yoluyla devrettiğini, ondan da üçüncü kişiye satıldığını; murisin 191 no.lu parseldeki toplam 6/24 payını da ölünceye kadar bakım aktiyle yarı yarıya davalı kızları ...ve ...'e devrettiğini; muris tarafından yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapılmış muvazaalı işlemler olduğunu ileri sürerek, 480 no.lu parsel bakımından miras payları oranında tazminata, olmazsa tenkise; 191 no.lu parsel bakımından da miras payları oranında tapu iptali-tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, 480 no.lu parselin mirasçı sıfatı bulunmayan dava dışı ...'ye satıldığını, davalı ...'ye husumet düşmeyeceğini; 191 no.lu parselle ilgili olarak da bakım görevinin yerine getirildiğini, işlemin mal kaçırma amacı taşımadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davaya konu edilen işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 25.04.2017 tarihli ve 2014/18915 Esas, 2017/2124 Karar sayılı kararı ile, “...Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; muris tarafından 191 parsel sayılı taşınmazdaki 6/24 payın ölünceye kadar bakım aktiyle yarı yarıya davalı kızlarından ...ve ...'e temlik edilmesi yönünden mirastan mal kaçırma iradesiyle hareket edildiği konusunda yeterli delil sunulmadığı; aksine, son dönemini yatağa bağımlı biçimde geçiren murise davalı kızı ...tarafından bakıldığı, bakım aktinin yapılmasındaki amaç kapsamında, bakım borcunun bakım borçlularından hangisi tarafından yerine getirildiğinin de sonuca bir etkisinin bulunmadığı; sonuç itibariyle, ölünceye kadar bakım aktinin muvazaa ile illetli olmadığı kanaatine varıldığından, 191 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki, 480 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından dava dışı ...'ye satışının kabul edilebilir makul bir nedeninin bulunmadığı, sağlık giderleri için satıldığı ve parasının da bu giderler için harcandığı savunmasının kanıtlanamadığı, anılan satışın murisin kızı olan davalı ... lehine mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve üçüncü kişiye satışından elde edilen paranın da davalı ...'ye ödendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 480 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.09.2018 tarihli ve 2018/198 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 191 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay tarafından onandığı ve safahattan geçerek kesinleştiği gerekçesiyle bu parselle ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer dava konusu 480 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 21.01.2021 tarihli ve 2019/4600 Esas, 2021/320 Karar sayılı kararı ile, “…Somut olayda, davacılar tarafından 18.03.2014 tarihli dilekçe ile talepleri ıslah edilerek eski 480 parsel için, taşınmazın dava tarihindeki değerinin tazmini ile birlikte faiz isteminde bulunulmuştur. Ne varki, Mahkemece bu istek yönünden 6100 sayılı ...nın 26. ve 297/2. maddelerine aykırı olacak şekilde olumlu ve ya olumsuz bir hüküm kurulmadan sonuca gidilmiştir. Diğer yandan, dava konusu eski 480 parsel sayılı taşınmazın, ara malik Hasan kızı ... tarafından 03.03.2003 tarihinde dava dışı ...’a satış suretiyle devredildiği, devirden sonra 17.03.2004 tarihinde taşınmazın ifraz edilerek 1328, 1329 ve 1330 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, tazminat miktarı belirlenirken, 1330 parsel üzerine taşınmazı satın alan ... tarafından inşa edildiği ve dikildiği dosya kapsamından anlaşılan bina ve ağaç bedellerinin de tazminat hesabına dahil edildiği anlaşılmaktadır. Tazminat miktarı belirlenirken muvazaanın tarafı olan kişiden sonraki temlik alan yeni malik tarafından yapılan muhdesatların ilk elden istenecek tazminat hesabına dahil edilmesinin yasal bir dayanağı bulanmamaktadır. Hâl böyle olunca; davacının faiz isteği yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, ayrıca mirasbırakan tarafından devredilen eski 480 parselin ifrazı ile oluşan 1130 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki son kayıt maliki ... tarafından yapılan (bina ve ağaç bedeli olmak üzere) muhdesat değerlerinin düşülerek belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı şekilde yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.07.2021 tarihli ve 2021/120 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararıyla; 191 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 480 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu 480 parseldeki taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri belirlenmeden, dava tarihindeki değeri üzerinden karar verilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulması gerektiğini, dilekçeler aşamasında ve yargılamanın bu aşamasına kadar davalılar arasında yalnızca Yusuf kızı ... yer almakta iken verilen kararda yargılama süresince kendisine husumet yöneltilmeyen, davada taraf olmayan başka bir ...'e daha yer verildiğini, davalı (aslında davalı sıfatı olmayan) ... bakımından davanın reddi yönünde verilen bir karar olmamasına (davada taraf olmamasına) rağmen 6.362,28 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup, verilen kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
8.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkemece bozma kararına uyulmasına karşın dosyada bulunan 21.01.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunun 9 ve 10. sayfalarında son malik tarafından dikilen ağaçların değeri olan 605 TL’nin toplam tazminattan düşüldüğünü, ancak yine son malik tarafından yapılan binanın değeri olan 140.000 TL’nin toplam tazminattan düşülmediğini, bu yönüyle kararın yanlış olduğunu, 06.07.2021 tarihli duruşmada tutanağa geçen beyanlarında, bina ve ağaç bedellerinin değerinin tespiti yapılarak; ek rapor alınmak suretiyle bu değerlerin belirlenmesini ve toplam tazminattan düşülmesini talep etmelerine karşın Mahkemece bu taleplerinin görmezden gelindiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.2.2. Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK).
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1926 doğumlu mirasbırakan Fatma Parlak’ın 22.08.2005 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak davacı çocukları Naciye- Döndü ve Recep ile davalı çocukları Neriman-... ve ...’nin kaldıkları, dava konusu 480 parsel sayılı taşınmazın tamamı muris Fatma adına kayıtlı iken, murisin bu taşınmazını 15.11.2002 tarihinde davalı Yusuf kızı ...'nin kocasının kardeşi olan dava dışı (Hasan kızı) ...'e satış yoluyla devrettiği; Hasan kızı ...'nin de taşınmazı 03.03.2003 tarihinde dava dışı ...'a sattığı; dava konusu 191 parsel sayılı taşınmazın ise kök muris Yusuf'tan eşi Fatma (muris) ile çocuklarına (taraflar) intikal ettikten sonra, muris Fatma'nın taşınmazdaki 6/24 payını 10.01.2005 tarihli ölünceye kadar bakım aktiyle yarı yarıya davalı kızlarından ...ve ...'e verdiği; ...ve ...'in de tapuya başvurarak anılan payları 12.01.2005 tarihinde adlarına tescil ettirdikleri anlaşılmaktadır.
9.3.2. Somut olayda; bozma kararına uyulmakla usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeksizin sonuca gidilmiştir.
Şöyle ki, bozma kararında dava konusu eski 480 parselin ifrazı ile oluşan 1130 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki son kayıt maliki ... tarafından yapılan ( bina ve ağaç bedeli olmak üzere) muhdesat değerlerinin düşülerek belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece tazminat miktarı belirlenirken sadece taşınmaz üzerindeki ağaçların bedeli düşülmek suretiyle hesaplama yapıldığı, dava dışı Hamdi tarafından inşaa edilen binanın değeri hesaptan düşülmeden sonuca gidildiği, bu hususun mahkeme gerekçesinde; “....hüküm kısmında her ne kadar hesap yapılırken sehven Mahkememizce hata yapılmış olsa da, hükümde düzeltme işlemi yapılamayacağından gerekçeli kararın içinde bu husus yazılmıştır” şeklinde belirtildiği kayden sabittir.
9.3.3. Öte yandan, davalı ... hakkındaki dava kabul edildiğine ve reddedilen bir kısım olmadığına göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
9.3.4. Hal böyle olunca; mirasbırakan tarafından devredilen eski 480 parselin ifrazı ile oluşan 1130 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki son kayıt maliki ... tarafından yapılan (bina ve ağaç bedeli olmak üzere) muhdesat değerleri düşülerek belirlenecek tazminata hükmedilmesi ve hakkındaki dava kabul edilen ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yanılgılı şekilde yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı ... vekillerinin değinilen yönlerden temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.