"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 735 parsele komşu 736 parsel sayılı taşınmazın küçük metrekareli olması nedeniyle imar mevzuatına uygun parsel oluşumunu temin etmek amacıyla davalının ricası üzerine yapılan protokol ile 735 parsel sayılı taşınmazının 271/926 payını komşuluk hukukundan kaynaklanan nedenlerle davalıya temlik ettiğini, her iki tarafça diğer tarafın kullanımına ilişkin hak iddia edilmeyeceği hususu protokolde kararlaştırılmış olmasına rağmen davalının taşınmaza ilişkin olarak açtığı ortaklığın giderilmesi davasının muvafakatnameye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek, 735 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, haksız fiile ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davanın dayanaksız olduğunu protokolde bu davayı engelleyen bir düzenleme bulunmadığını, hak talebinden ve şufa hakkından bahsedildiğini, yorum ve kıyas ile sözleşme hükümlerinin genişletilemeyeceğini, mülkiyet hakkının kısıtlanamayacağını, satış sonrasında yaşanan anlaşmazlıklar ve davacının belediyeye şikayetleri nedeniyle dava açmanın zorunlu hale geldiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27/12/2016tarihli ve 2016/91 E. 2016/292 K. sayılı kararıyla; davalının çekişme konusu taşınmazdaki paylı mülkiyeti sona erdirmek için ortaklığın giderilmesi davası açmasının, sahip olduğu ayni bir hak olan mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı tasarruf yetkisi gereği olduğu, kaldı ki taraflar arasında imzalanan protokol ile bu yetkinin kısıtlanmadığı, paylı mülkiyetin devamının çekilmez hale geldiğinin söylenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki ve yargılama aşamasındaki beyanlarını tekrar etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19/07/2017 tarihli ve 2017/379 E. 2017/737 K. sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazdaki pay temlikinde iradeyi sakatlayan bir durumun söz konusu olmadığı, davalının taşınmazda pay sahibi olduktan sonra paylı mülkiyetin sona erdirilmesine dönük isteminin sahip olduğu ayni bir hak olan mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı tasarruf yetkisinin gereği olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 14/10/2020 tarih ve 2018/5309 E., 2020/5032 K. sayılı kararıyla, “…taşınmazda keşif yapılarak taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 16/11/2021 tarihli ve 2020/483 E. 2021/479 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında hazırlanan protokolde paydaşların taşınmazdan ne şekilde yararlanacakları, kullanacakları ve yönetiminin ne şekilde olacağına dair bir hususun düzenlenmediği, davanın davalı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının sözleşmeye aykırı olması olgusuna dayandırıldığı, TMK'nın 698 vd. maddeleri uyarınca paylı mülkiyetin sona erdirilmesinin istenebileceği, bu hakkın mülkiyet hakkının tanıdığı tasarruf yetkisinin bir görünümü olduğu, bu yetkinin protokol ile kısıtlanmadığı, protokol ile tarafların paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü altına girmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları tekrarlayarak davalının kendisinden satın aldığı taşınmazda kaçak inşaat yaptığını, bu nedenle ceza aldığını, kötü niyetli olarak da ortaklığın giderilmesi davası açtığını, bu hususun protokole ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalının komşuluk hukukunu tanımadığını, tanıklarının dinlenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı TMK’nın 683. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Aynı Kanun’un 698. maddesi uyarınca ise, hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/6.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına ve hükmüne uyulan (V/2.) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) numaralı paragrafta gösterilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 12/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.