Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2835 E. 2022/5737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla mülkiyeti tespit edilmiş taşınmaz için tekrar tescil davası açılıp açılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine mülkiyetin tespitine dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu ve bu karar uyarınca tescil talebinde bulunabileceği, ayrıca davalı vekiline hükmedilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne uygun olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ÇORLU 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2014 tarihli 2014/293E., 2014/377 K. sayılı kararı ile Tekirdağ ili Çorlu ilçesi Şehsinan Mahallesinde bulunan 1487,60 m² yeri 20 yılı aşkın bir süredir kullandığı, kadastro tespit çalışmaları sırasında bu yerin çatak olarak tescil harici bırakıldığı, lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, 1487,60 m²’lik kısmın kendisine ait olduğunun tespitine karar verildiği, kararın kesinleşmesine müteakip Çorlu Tapu Müdürlüğünce Mahkeme hükmünde tescile ilişkin hüküm bulunmadığından işlem yapılmadığını ileri sürerek, Türk Medeni Kanunu'nun 716/2. maddesi uyarınca 1487,60 m²’lik kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III.    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunun Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2014 tarihli 2014/293E., 2014/377 K. sayılı kararında hüküm altına alındığı, Mahkemece icra edilen keşif sonrasında dosyaya ibraz edilen 27/05/2008 havale tarihli raporda kavak çatağının doldurulması ile tescil harici yerin oluştuğu, dava konusu yerin 1.487,60 m² olduğu, bu doğrultuda davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 07/02/2014 tarihli 2013/13412 E., 2014/877 K. sayılı kararı ile, çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozma konusu yapıldığı, sonrasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 1.487,60 m² kısmın davacıya ait olduğunun tespitine karar verildiği, denetimden geçmek suretiyle kararın 13.03.2018 tarihinde kesinleştiği, buna göre davacı lehine tescil hükmü kurulmasının mümkün olmadığının kesinleşmiş Mahkeme ilamı ile ve Yargıtay kararı ile belirlenmiş olduğundan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdaki 1.487,60 m²’lik kısmın Türk Medeni Kanunu’nun 713.maddesi uyarınca tescil edildiğini, yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin alt sınırdan verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesinin 26/10/2021 tarihli 2021/1964 Esas 2021/2236 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili   temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı ve davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, TMK'nın 713/1. maddesine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesinin 1. fıkrasında, "Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi ile 13/1. maddesi.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, (III) ve (IV.3) numaralı paragraflarda yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 150-TL vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. SONUÇ:

1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile; İlk Derece Mahkemesine ait hükmün 4. bendinde yer alan; “...-Davalı taraf vekille temsil edildiğinden, dava değerine ve AAÜT 7/2 ile 13/1 maddelerine göre belirlenen 150TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine; “...Davalı taraf vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.