"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasının, bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmazı 31.08.1984 tarihinde, 86 ada 106 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 no’lu bağımsız bölümü ise 03.09.1984 tarihinde muvazaalı olarak davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, o dönemde siyasi nedenlerle cezaevine girdiği için mirasbırakanın kendisini mirastan mahrum bırakmak istediğini ve ilerde sahip olacağı mirasa Devletin el koyacağı endişesinden hareketle bu devirleri yaptığını, dava konusu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 15 adet bağımsız bölüm oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı olan 2-3-4-5-6-8-9-10-11-13-14-15 no’lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payının adına tescilini, davalı ...’in kızı olan davalı ... adına kayıtlı 12 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payının adına tescilini, olmazsa bedelinin davalı ...’den tahsilini, dava dışı 3. kişilere devredilen 1 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin bedellerinin davalı ...’den tahsilini, yine davalı ... tarafından dava dışı 3. kişiye devredilen dava konusu 86 ada 106 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 7 no’lu bağımsız bölümün bedelinin davalı ...’den tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın bakım ve gözetim karşılığı minnet duygusuyla temlikleri yaptığını, semenin mutlaka para olması gerekmediğini, dava konusu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davalı ... tarafından yapıldığını, dava konusu 86 ada 106 parsel sayılı taşınmazdaki 7 no’lu bağımsız bölümün ise kooperatif hissesi olup kooperatife olan borç nedeniyle davalı ... tarafından satın alındığını, davalı ...’in ise adına kayıtlı bağımsız bölümü harabe vaziyette alıp masraf ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 12/03/2020 tarihli ve 2018/104 E., 2020/64 K. sayılı kararıyla; temlik ve mirasbırakanın ölüm tarihleri ile dava tarihi arasında geçen süre nazara alındığında davanın dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı, muvazaa iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/09/2020 tarihli 2020/684 E., 2020/739 K., sayılı kararıyla; temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur..
2. Bozma Kararı
Dairenin 22.09.2021 tarihli ve 2020/3463 E., 2021/4522 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; iddia, savunma, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalı oğluna temlik etmesindeki asıl amaç ve iradesinin, mülga TCK’nin 141/1. maddesi uyarınca mahkum olan ve cezaevinde bulunan davacı oğlundan mal kaçırmak olup, muris muvazaasının bu şekilde gerçekleştiği; dava konusu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olup, bir kısmının ise 3. kişilere devredildiği, davalı ... adına kayıtlı olan bağımsız bölümler yönünden iptal tescil, 3. kişilere devredilenler yönünden tazminat talep edildiği, yine davalı ... tarafından 3. kişiye devredilen dava konusu 86 ada 106 parsel sayılı taşınmazdaki 7 no’lu bağımsız bölüm yönünden de tazminat talep edildiği, dava konusu 86 ada 32 parsel sayılı taşınmazdaki 12 no’lu bağımsız bölümün kayıt maliki olan davalı ...’in de, davalı ...’in kızı olması nedeniyle durumu bilen kişi konumunda olup iyiniyetli sayılamayacağı ve TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.‘’ gerekçesiyle bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03/02/2022 tarihli ve 2021/222 E., 2022/49 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları davalı oğluna temlik etmesindeki asıl amaç ve iradesinin davacı oğlundan mal kaçırmak olup, muris muvazaasının kanıtlandığı, davalının binayı kendisinin yaptığı davacının hakkı bulunmadığı yönündeki savunmasının sebepsiz zenginleşmeye konu olabileceği gerekçesiyle davalılar adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, üçüncü kişilere devredilen bağımsız bölümler yönünden bedelin tahsiline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, davalı ... yönünden kötü niyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptaline karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, zira ...’in 1987 doğumlu olmakla taraflar arasındaki ilişkileri bilemeyeceğini, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin davacıdan mal kaçırma amacıyla yapılmadığını, her daim kendisinin ve eşinin yanında olan, kendilerini bakıp gözeten evlatları ...’e minnet duygusu ile temlik ettiğini, arsa üzerindeki binanın davalı ... tarafından yapıldığını, binanın inşaasının üzerinden 28, mirasbırakanın ölümünden 33 yıl geçtikten sonra açılan davanın bozma ilamındaki muhalefet şerhi gibi reddi gerektiğini, davacının emek ve masrafı olmayan binada hak sahibi olmasının hatalı olduğunu, 106 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün ise kooperatif hissesi olduğunu mirasbırakanın borçları nedeniyle satın alındığını bu hususların diğer mirasçıların kabulünde olduğunu zira diğer mirasçılar tarafından dava açılmadığını, davalının taşınmazları elinden çıkarmamış olmasının iyiniyetli olduğunun göstergesi olduğunu, mirasbırakanın davacıyı evlendirip evini düzmekle ve cezaevinde iken kendisi eş ve çocuklarının giderlerini karşılamakla görevini yerine getirmiş olduğunu, yönlendirilmiş tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
Kararın (V/2.), paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 32.276,69 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, 19/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olmak üzere karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ -
22.09.2021 tarihli bozma kararında yazılı muhalefet şerhinde açıklandığı üzere ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.