Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2907 E. 2023/5414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dere yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: İmar-ihya olgusunun ne zaman başladığı ve tamamlandığı, taşınmaz üzerinde DSİ tarafından ıslah çalışması veya kamulaştırma yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmadan, komşu taşınmaza ilişkin diğer dava dosyasındaki verilerden faydalanılmadan ve uzman bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2648 E., 2022/269 K.

DAVA TARİHİ : 07.10.2015

HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan Ret, Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ: Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/604 E., 2019/262 K.

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davalı Hazine temsilcisinin harç yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının Artvin ili Yusufeli ilçesi Demirçubuk Mahallesi 429 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, uzun yıllardan bu yana zilyet sıfatıyla malik konumunda olan davacının taşınmazının haricen yapılan araştırmalar sonucu eksik çıktığını ve hali hazırda tarım arazisi vasfında bulunan ve mevcut parselin doğusunda kalan yaklaşık 2 dönümlük arazinin taşınmazının devamı olduğu halde tescil harici bırakıldığını, davacının bu yerin 20 yıldan fazladır, nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyedi olduğunu ileri sürerek, mümkünse 429 ada 4 parsel sayılı taşınmazına eklenmesi, aksi halde ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili ; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli ve 2015/604 Esas, 2019/262 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 1.558,75 m² yüzölçümlü tescil harici taşınmazın 2001 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarından önce imar-ihya edildiği ve tarıma uygun hale getirildiği, imar-ihyanın 2001 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarından önce tamamlanmış olduğu, her ne kadar dava konusu tescil harici taşınmaz dere yatağı vasfı ile tescile tabi tutulmamış ise de taşınmazın bulunduğu mahalin imar-ihya olgusunu sona erdirecek yahut bu sürecin yeniden başlamasına sebebiyet verecek mahiyette ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresi içerisinde sel yahut aşırı feyezan halinde taşkına uğramadığı, taşınmaz üzerinde davacı tarafından zilyetliğe ara verilmediği; mahallinde yapılan keşif neticesinde teknik bilirkişilerce dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporlarından da taşınmazın jeolojik ve topografik yapısı ile dere yatağına olan konumu da göz önünde bulundurulduğunda pasif dere yatağı niteliğinde olduğu; eğimi, toprak yapısı ve topografik özellikleri bakımından çevresindeki tarım arazileri ile bütünlük arz ettiği ve tarımsal kullanıma uygun alanlardan olduğu, incelenen 1989 ve 2002 gerekse 2004 uçuş tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın bahçe vasfında olduğunun anlaşıldığı ve (A) harfi ile gösterilen 1.558,75 m² yüzölçümlü tescil harici taşınmazın dava tarihi olan 07.10.2015 tarihinden itibaren geriye doğru 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı nedenine dayalı olarak davacı tarafından imar-ihya edilip tarım arazisi vasfıyla aralıksız ve nizasız zilyet edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmemesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, belediye sınırları içerisinde kalması nedeniyle tarım arazisi olarak değerlendirilemeyeceğini, imar- ihyanın söz konusu olamayacağını, öncelikle dava değeri ile harcının belirlenmesi gerektiğini, davanın taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren 20 yıllık süre geçtikten ve zilyetlik ile imar- ihya olgusunun gerçekleşmesinden sonra açılabileceğini, dere yatağı olması nedeniyle tescil dışı bırakılan taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını, jeoloji mühendisi raporunda taşınmazın dere yatağı olduğunun belirtildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesine göre zilyetlikle iktisap edilebilecek arazi olmadığını, aktif dere yatağında kaldığını, 2001 yılında kadastro tespitinin yapıldığını, 20 yıllık sürenin bu tarihten geriye doğru hesaplanması gerekirken Mahkemece davanın açılış tarihi olan 07.10.2015 tarihinden itibaren hesaplanarak karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2019/2648 Esas, 2022/269 Karar sayılı kararıyla; davacı vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davalı Hazine temsilcisinin harç yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, harita bilirkişisi Sefa Balçın'ın 31.10.2016 tarihli bilirkişi raporu ve ekinde yer alan krokide A harfi ile belirtilen 1.558,75 m² yüz ölçümlü tescil harici taşınmazın Artvin ili, Yusufeli ilçesi, Merkez Demirçubuk Mahallesi 429 ada'nın son parsel numarasını takip eden parsel numarası ile bahçe vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma ve uygulama yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci maddeleri ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Mahkemece, bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 1.558,75 m² yüzölçümlü tescil harici taşınmazın 2001 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarından önce imar-ihya edildiği ve tarıma uygun hale getirildiği, imar-ihyanın 2001 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarından önce tamamlanmış olduğu, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.

Somut olayda; davacının Kanun'da aranılan 20 yıllık zilyetlik süresini doldurup doldurmadığının denetlenebilmesi için imar-ihyanın ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığı hususlarının açıkça tespit edilmesi gerekir. Zira imar - ihya tamamlanmadan önceki zilyetliğin hukuken kıymeti olmayacaktır. Dosya kapsamında yer alan, harita ve kadastro mühendisi tarafından düzenlenen 21.05.2018 tarihli ek raporda 1989, 2002 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarına göre dava konusu 429 ada 4 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırında bulunan ve önceki raporda A harfi ile gösterilen 1558,75 m² yüzölçümlü alanın tamamının kültür arazisi niteliğinde olduğu, imar-ihya ile tarımsal faaliyetin yapılabildiği bu nedenle zilyetlikle iktisabının mümkün olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar işbu rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan taşınmazın hemen bitişiğinde bulunan taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılan İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2018 tarihli ve 2015/602 Esas, 2018/424 Karar sayılı tescil davasında söz konusu taşınmazların 1989 tarihli hava fotoğrafında taşkın yatağı niteliğinde olduğu belirlenmiş, kazandırıcı zamanaşımına bağlı olarak mülkiyetin kazanılması şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş, karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesinin 10.02.2022 tarihli ve 2019/74 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararıyla esastan reddedilmiştir. Yine, hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde taşınmazın batı sınırından toprak sulama kanalı geçtiği, parsel üzerinde hali hazırda yonca yem bitkisi ekili olup güney sınırı boyunca 4 adet karakavak ağacının bulunduğu belirtilmiş ise de Mahkemece, dava konusu taşınmazda DSİ tarafından ıslah çalışması ya da kamulaştırma yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmadan ve kavak ağaçlarının kendiliğinden yetişen bitkiler olduğu nazara alınmadan karar verilmiştir.

Hal böyle olunca; söz konusu komşu taşınmaza ilişkin anılan dava dosyası dosya içine alınıp dava konusu taşınmazın imar durumu ile DSİ tarafından yapılan ıslah ve/veya kamulaştırma çalışması olup olmadığı da belirlendikten sonra fen bilirkişisi, üç kişilik ziraat mühendisi, üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile 3 kişilik jeoloji mühendisi bilirkişi ile yeniden keşif ve stereoskop aletiyle fotoğraf incelemesi yapılmak, mahkemenin 2015/602 E., 2018/424 K. sayılı dosyasındaki verilerden de faydalanmak suretiyle dere yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan dava konusu taşınmazın imar-ihya ile zilyetlik edinimine uygun bir taşınmaz olup olmadığı, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini dere yatağının aktif olup olmadığı, taşınmazın taşkın sahasında yer alıp almadığını belirtir şekilde detaylı ve çelişkileri giderir rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi yerine eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.