Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2916 E. 2023/7616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından inançlı işlem yoluyla devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili istemiyle açılan davada, davalılardan birinin davayı kabul etmesi karşısında yazılı delil aranıp aranmayacağı ve diğer davalının kazanılmış hak iddiasının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ...’in davayı kabul etmesinin inançlı işlemin varlığına ilişkin açık ikrar niteliğinde olduğu ve bu durumda ayrıca yazılı delil aranmayacağı, diğer davalı ...’in ise boşandığı eşi olması nedeniyle durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olup Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesindeki hukuki koruyuculuktan yararlanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/163 E., 2021/315 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalı ... gelmedi. Yokluğun duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; engelli olduğunu, engelli bakım ücreti alabilmek için adına kayıtlı taşınmaz bulunmaması gerektiğinden 8 parça taşınmazını vekil kıldığı davalı gelini ... aracılığıyla oğlu olan davalı ...’e aralarında imzaladıkları 10.03.2013 tarihli protokol gereğince satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in de bu taşınmazlardan 248, 104 ada 312 ve 189 parsel sayılı taşınmazları eşi olan diğer davalı ...’ya devrettiğini, davalıların boşandıklarını, taşınmazların davalı ...’ya devredildiğini boşanma ile öğrendiğini, engelli bakım ücreti bağlanmış ise de daha sonra şartları taşımadığı gerekçesiyle ödenen ücretlerin iadesinin istendiğini, davalı ...’nın işlemleri bilen kişi olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; davayı kabul ettiğini, dava dilekçesinde yazılı tüm hususların doğru olduğunu beyan etmiştir.

2.Davalı ..., iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın haksız ve yersiz olduğunu, diğer davalı ile aralarında imzaladıkları boşanma protokolünün mahkemece onaylandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mersin 23.05.2017 tarihli ve 2014/383 Esas, 2017/139 Karar sayılı kararı ile davacının inançlı işlem iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 12.12.2019 tarih 2019/1243 E., 2019/1328 K. sayılı kararı ile, protokolün süresinde sunulmadığı, yazılı delil veya delil başlangıcı bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nunu (HMK) 353/1-b-1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 28.04.2021 tarihli ve 2020/1034E., 2021/2648K. sayılı kararı ile “...Somut olayda, davacı tarafından inançlı işlemin yazılı delili olduğu bildirilen 10.03.2013 tarihli belge verilen kesin süre içerisinde sunulmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 140/5 inci maddesi gereğince delil olarak kabul edilmese de inançlı işlemin tarafı olan ilk el ..., 05.10.2017 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında dava dilekçesinde belirtilen tüm hususların doğru olduğunu belirterek davayı kabul beyanında bulunmuştur. Kayıt maliki olmayan davalı ...'in kabul beyanı davayı sona erdirecek nitelikte değil ise de inançlı işlemin varlığına ilişkin açık ikrar bulunduğuna göre bunun ayrıca yazılı delille ispatı istenemez. Öte yandan, davalı ..., diğer davalı ...'in boşandığı eşi olduğu için durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğundan TMK'nın 1023 üncü maddesi hukuki koruyuculuğundan yararlanamaz. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir...”gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; kanun yolunun yanlış gösterildiğini, davacının engelli aylığı alabilmek için taşınmazlarını oğluna devrettiğini, vekaletnameyi tarafların iradesine uygun kullandığını, dava dışı ...’e devredilen taşınmazlara ilişkin talepte bulunulmadığını, boşanma davasına konu protokolde adına kayıtlı taşınmazların kendisinde kalmasının kararlaştırıldığını, davalılar zorunlu dava arkadaşı olmayıp sırf davalı ...’in davayı kabul etmesi için taraf gösterildiğini, iddianın ispatı için yazılı delil sunulmadığını, boşanma anlaşmasında nafaka talep edilmediğini, elde ki dava ile boşanma protokolü ve kesinleşen kararının geçersizliğine neden olunacağını, kazanılmış hakkının ihlal edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2, 1023 ve 1024 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının, 11.03.2013 tarihli vekaletname ile vekil kıldığı davalı ... aracılığıyla 189, 444, 622, 581 ve 108 ada 29 parsel sayılı taşınmazları ile 248, 582 ve 104 ada 312 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamı olmak üzere toplam 8 parça taşınmazını 12.03.2013 tarihinde oğlu olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ...’in de bu taşınmazlardan çekişme konusu olan 189, 248 ve 104 ada 312 parsel sayılı taşınmazları 30.09.2015 tarihinde eşi olan diğer davalı ...’ya devrettiği, 08.08.1994 tarihinde evlenen davalıların 08.02.2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı özellikle davacı adına kayıtlı iken devredilen ve davalı adına kayıtlı dava konusu 248 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın, 104 ada 312 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payın ve 189 parsel sayılı taşınmazın tamamının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 8.974,73 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’den alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.