Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2921 E. 2022/6225 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında bazı taşınmazlarını davalı çocuk ve gelinine devretmesinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın satış ve devir işlemlerinin gerçek satış olmayıp, mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik bağış olduğu, davalıların alım gücünün düşük olması, satış bedellerinin düşük olması, taşınmazların devrinden sonra dahi mirasbırakan tarafından kullanılmaya devam edilmesi gibi hususlar gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ÇANAKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 09.02.2022 tarihli, 2020/1576 Esas ve 2022/184 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...'ın maliki olduğu 483 ada 12 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle davalı oğlu Mehmet ...’ye temlik ettiğini, davalının bu yeri müteahhide vererek 2 dükkan, 2 daire teslim aldığını, yine murisin adına kayıtlı 238 parsel sayılı taşınmazı 10950 m2 iken, bu taşınmazın 5.950 m2'sini 1998 yılında dava dışı ...'e muvazaalı olarak sattığını, aradan 2 yıl geçtikten sonra ...'in de davalı ... ye devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın 49 parsel sayılı taşınmazını da satış yolu ile 2007 yılında dava dışı ...'a, onun da 2009 yılında davalı gelini ...'a devrettiğini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu 483 ada 12 parsel taşınmazı 1991 yılında, davalı ... ...’nin bedelini ödemek suretiyle muristen satın aldığını, emekli öğretmen olması nedeniyle alım gücünün bulunduğunu, ayrıca murisin halen adına kayıtlı 7 adet taşınmazının olduğunu, kendi birikimleriyle söz konusu taşınmaz üzerindeki binayı yaptırdıklarını, çekişme konusu 238 parsel sayılı taşınmazın 5.950 m2'lik payının muris tarafından üçüncü kişi ...'e 1998 yılındaki satışının murisin ihtiyacına binaen gerçek bir satış olduğunu, halen Kepez beldesinde oturan bu şahsın emekli olduğunu, hayvancılıktan ek gelir elde etmek için bu taşınmazı iktisap ettiğini, taşınmazın yeterli yolunun bulunmaması nedeniyle satışa çıkardığını, davalı ... ... tarafından da taşınmazın sürüm değerine uygun olarak satın alındığını, yine ekonomik olarak sıkıntıya düşen murisin dava konusu 49 parsel sayılı taşınmazını da komşusu olan dava dışı ...'a satmak zorunda kaldığını, ...'in bu taşınmazı natamam vaziyette olduğu için uzun süre kullanamadığını ve şehirde farklı bir yatırım amacıyla taşınmazı tekrar satılığa çıkardığını, davalı ... tarafından satın alındığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/05/2018 tarihli ve 2016/354 E., 2018/120 Karar sayılı kararıyla; çekişme konusu 483 ada 12 parselle ilgili yapılan değerlendirmeye göre, bu taşınmazın muris tarafından oğlu ...'ye ev yapmak üzere verildiği, kendisinden mal kaçırıldığını düşünerek babasına tepki gösteren ...'a da Sarıcaeli köyündeki 49 parsel sayılı taşınmazın verildiği, murisin bu şekilde her iki oğluna da ev yapmak üzere birer yer verdiği, buradaki amacın mal kaçırmak olmadığı, bu hususun hayatta iken ...'ın ve eşi ile murisin diğer çocuklarının da bilgisi dahilinde olduğu, ...'ın bu şekilde karşılıklı yer verilmesini kabullenerek, kendisine verilen köydeki arsa üzerine evini yapmaya giriştiği, yine ...'nin de kendisine verilen yer üzerine tüm masrafı kendi tarafından karşılanarak bina yapıldığı, bu hususun aile içinde bilindiği ve kabullenildiği, buna rağmen bu hususu bilen davacıların yıllar sonra 483 ada 12 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürmelerinin TMK'nın 2 maddedeki iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesi ile bu parsele yönelik davanın reddine, diğer dava konusu 48 ve 238 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan değerlendirmede; murisin oğlu ...'yi diğer çocuklarından ayırdığı, murisin sosyal durumuna göre köydeki yaşamını idame ettirmek için taşınmaz satışına ihtiyacının bulunmadığı, birçok taşınmazının bulunduğu ve bunlarla geçimini rahatlıkla sağlayabileceği, aile içinde duyulmayacak şekilde 238 parsel sayılı taşınmazın önce üçüncü kişi ...'e satış gösterilip kısa bir süre sonra davalı ... ...'ye temlik edildiği, satış bedellerinin gerçek değerinin çok altında olduğu, ...'in satın aldığı bu taşınmazı hiç kullanmadığı ve taşınmazın yine muris ve Mehmet ...'nin elinde kaldığı, yine 49 no.lu parselin (ki üzerinde ...tarafından yaptırılmış bina da olduğu halde) Aptullah'ın mirasçılarına verilmesi gerektiği halde üçüncü kişi ...'a satış gösterilip kısa bir süre sonra davalı ....'ya temlik edildiği, özellikle ...'ın ölümünden sonra eşi ve çocuklarının muris tarafından dışlandığı ve ortak oturdukları evden ayrılmak zorunda bırakıldıkları, ...'ın üzerinde bina olan taşınmazı hiç kullanmadığı, binayı devamlı olarak muris ile oğlu ...'nin aileleriyle birlikte kullandığı, kısa süreliğine kiracı olduğu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu şekilde murisin diğer çocuklarına göre ayrı tuttuğu oğlu Mehmet ... ve gelini ... yararına diğer mirasçılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiği gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, Yerel Mahkemece dava konusu 483 ada 12 parsel sayılı taşınmazın hiçbir bedel ödenmeksizin davalı ... ...’ye devredildiğine kanaat getirildiğini, ancak bu yönde kanaat edinilmesine rağmen davacılardan ....ve...’in babaları, diğer davacı ...’nın kardeşi olan Aptullah’a da, muris tarafından 49 parsel sayılı taşınmazın verildiği gerekçesi ile bu parsel yönünden davalarının reddedildiğini, oysa 49 no.lu parselin muristen önce ölen ...adına hiçbir zaman tescil edilmediğini, aksine köyde hiç oturmayan ve tüm tanık beyanları ile satış yapıldığı bilinmeyen bir şahsa devredildiğini, ardından da davalı ...’a temlik edildiğini, hiçbir davalı tanığının bu yerin bedeli karşılığında alındığını beyan edemediğini, söz konusu taşınmazın devrinin de muvazaalı olduğunu ispatladıklarını belirterek 12 no.lu parsel yönünden Mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı ... ...’ye Çanakkale’de devredilen taşınmazın arsa vasfında bulunduğunu, binanın müvekkili tarafından yapıldığının tanık beyanları ve Çanakkale Belediyesinden celp edilen inşaat ve iskan ruhsatları ile muayyen olduğunu, müvekkillerinin murise ölünceye kadar özenle baktıklarını, dava konusu taşınmazların keşif icrası ve keşfe münhasıran tanzim edilen bilirkişi raporuyla değerlendirildiğini, mevcut arazilerin bir ailenin geçimine yetecek kadar gelir sağlamayacaklarının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, iki tanığın (... ve ...) Çan ilçesinde yaşadıklarını, bir kısım davacıların yakın akrabası bulunduğunu, dolayısıyla doğrudan bilgi sahibi olmadıklarını, duyuma dayalı anlatımlarda bulunduklarını, üçüncü kişi ...’in köyden taşınmaz satın aldığını, bu şahıs ile muris arasındaki satışın gerçek bir satış olduğunun tanık anlatımlarıyla ortaya çıktığını, müvekkilinin emekli din dersi öğretmeni, eşinin de inançlı bir insan olduğunu, anne ve babalarına karşı bakım ve gözetim görevlerini karşılıksız olarak yerine getirdiklerini, bütün bu nedenlerle davalıların murise baskı yaparak taşınmaz edindikleri iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazların tapudaki rayiç değerden değil, devir tarihi itibarıyla sürüm değerinden satın alındığını, murisin taşınmaz satışlarından elde edilen bedele ihtiyacının olduğunu, müvekkili ...'ın anne ve babası ile halası Nezire Sert’ten intikalen taşınmaz iktisap ettiğini ve bunları diğer paydaşlara yahut bizzat üçüncü kişilere devrettiğini, bu taşınmazların da ev hanımı olduğu iddia edilen müvekkilinin ekonomik gücünün ve gelirinin olduğunu gösterdiğini, dolayısıyla 49 ve 238 no.lu parseller yönünden davanın kabul edilmesinin isabetli olmadığını belirterek, bu parseller bakımından kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09.02.2022 tarihli, 2020/1576 Esas ve 2022/184 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 49 ve 238 parsel sayılı taşınmazların ara malik kullanmak suretiyle neticede davalılara temlik edildiği, ara maliklerin taşınmazları hiçbir zaman kullanmadıklarının ve herhangi bir bedel ödemediklerinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, bu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvuruları esastan reddedilmiş, muris tarafından davalıya verilen 438 ada 12 parsel sayılı taşınmaza karşılık olarak davacılar Elif - Emel ve Arif Başaran'ın babaları ...Başaran'a da sağlığında yer verilmesinin söz konusu olmadığı, davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında muris tarafından davalı ...'a doğrudan yapılan temlik ile muris tarafından dava dışı ... ile ...'a, onlar tarafından da davalılara yapılan temliklerin gerçek satış olmayıp davacı mirasçılarından mal kaçırma amacına yönelik bağış olduğu, 438 ada 12 no.lu parsele ilişkin davanın dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın bütün parseller yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, tanık anlatımları, Çanakkale Belediye Başkanlığından gelen yapı ve iskan kayıt belgeleri itibarıyla 483 ada 12 no.lu parselde kain taşınmazın Belediye imar alanına girmeden önce tarla vasfıyla 27/03/1991 tarihinde müvekkili adına tescil ettirildiğini, çaplı taşınmazın imar arsası haline geldikten sonra yola terkleri de yapılarak müvekkili tarafından inşaat ruhsatı alındığını ve 2014 tarihinde yapının tamamlandığını, müvekkillerinin ailece murise ölünceye kadar özenle baktıklarının tanık beyanları ile sabit olduğunu, murisin sabit bir gelirinin olmadığını, taşınmaz satışına ihtiyacının bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV.3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 46.536,16 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 29.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.