Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2944 E. 2023/5158 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescil edilmiş ve mera olarak tahsis edilmiş taşınmazın, davacı tarafından kadastro öncesi zilyetliğe dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1364 E., 2022/29 K.

DAVALILAR : ..., Maliye Hazinesi vekili Avukat ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/180 E., 2021/243 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra Mera Komisyon kararı uyarınca mera olarak tahsis edildiğini ancak taşınmazın kadim mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğunu, taşınmaz üzerinde müvekkili tarafından çok önceden yapılmış olan ev ve ahır bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazın yakınında bulunan 437 parsel sayılı taşınmazın da maliki olduğunu, nizalı bölümün, söz konusu parselle birlikte uzun yıllardır müvekkili tarafından kullanıldığını ileri sürerek komisyon kararının ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup Mera Komisyon Kararı uyarınca mera olarak tahsis edildiğini, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, davacı tarafından süresi içerisinde mera tahsisine itiraz da edilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, mera komisyonu kararının ve mera olarak Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile zilyetliğe bağlı kazandırıcı zamanaşımı hükümleri uyarınca davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu, taşınmazın evvelinde "devlet ormanı" olarak tescil harici bırakıldığı, kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında paftasında orman belirtmesi yapılarak tespit dışı bırakılan yerlerin resmî belge ve bilgilerden yararlanmak suretiyle yapılacak araştırma sonucu, öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi ve mevcut fiilî durum itibariyle de orman olmadığının anlaşılması halinde, 3402 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi kapsamında imar-ihya edilmesi ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanması ile kazanılmasının mümkün bulunduğu; bilirkişiler tarafından incelenen hava fotoğraflarına ve 1992 ile 2008 tarihli memleket haritalarına göre kadim mera niteliğinde olduğu, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik uygulama ve araştırma yapıldığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada, davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mera komisyon kararının ve sınırlandırmanın iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 16/B maddeleri

3. Değerlendirme

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 2 parsel sayılı 155.612,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare Mera Komisyon Kararı uyarınca mera olarak tahsis edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.