"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1112 E., 2021/1297 K.
DAVA TARİHİ: 04.04.2016
HÜKÜM/KARAR: Kısmen Kabul/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/207 E., 2021/143 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün müvekkili tarafından 30 yıldır nizasız ve fasılasız olarak zilyet edildiğini, taşınmazın pasif ırmak yatağının sınırında ancak kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığını, taşınmazda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın müvekili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, Mahkemece taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili 21.01.2020 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumetin vekil eden Belediyeye yöneltilmesinin hatalı olduğunu, öte yandan nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açıldığı, nizalı taşınmaz bölümlerinin evvelinde ...Nehri yatağında iken ırmağa set yapılması sonucu ırmak yatağının değiştiği, (A) harfi ile gösterilen bölümde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, (B) harfi ile gösterilen bölümde ise oluşmadığı, her ne kadar taşınmaz bölümleri 1. derece doğal sit alanında kalmakta ise de bu hususun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz kazanımına engel teşkil etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi Fırat Çekengil tarafından hazırlanan 12.04.2021 tarihli ek raporda (A) harfi ile gösterilen 15.163,12 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişilerden aldırılan raporlara göre nizalı taşınmaz bölümlerinin 1949, 1959, 1962 ve 1975 yıllarında ırmak yatağında, 1990 yılında ise büyük bir kısmının yine ırmak yatağında olduğunun sabit olduğunu, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerden bir kısmının taşınmazda tarım yapabilmek için davacı tarafından taşınmaza toprak taşındığını beyan ettiğini, hal böyle olunca özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olan nizalı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, öte yandan Hazine davada yasal hasım olduğundan vekalet ücreti dahil hiçbir yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerekirken bir kısım yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakıldığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler nizalı taşınmazın 30-35 yıldır davacı tarafından zilyet edildiğini beyan etmişlerse de bilirkişilerin raporlarından ırmak yatağının 1993 yılından sonra değişmeye başladığının anlaşıldığını, bu durumun ise yerel bilirkişi beyanları ile çeliştiğini ancak Mahkemece çelişkinin giderilmediğini, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Dahili davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekil eden Belediye aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun Mahkemece değerlendirilmediğini, öte yandan davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamındaki yazılar ve teknik bilirkişi raporlarından, nizalı taşınmaz bölümünün 1960 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında ırmak niteliğinde kumluk bir arazi olması nedeniyle tescil harici bırakıldığı, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları ile bizzat davacının beyanına göre, davacı tarafından kamyonlarla nizalı taşınmaza toprak taşındığı, ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişilerin raporlarından nizalı taşınmazın tamamının çökellerden oluştuğu, denizel kökenli kumluk alandan meydana gelen inceleme alanının dışarıdan taşınmak suretiyle getirilen toprağın kumla karışması sonucunda bitki yetiştirmeye elverişli hale getirildiği, toprak profilinde 10-20 cm derinliğinde kumlu-killi-tın yapıda toprak olduğu, bu katmanın altında kum ve silt karışımının bulunduğu, daha derinde ise kum bulunduğunun tespit edildiği, bu haliyle taşınmazın öncesinin kumluk yani kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinilebilmesi için imar-ihyaya muhtaç yerlerden iken toprak taşınmak ve doldurulmak suretiyle imar-ihya edilmeye çalışıldığı ancak toprak taşıma yoluyla tarım yapılmaya uygun hale getirme işleminin yasada öngörülen imar-ihya faaliyetlerinden sayılamayacağı, hal böyle olunca Mahkemece nizalı taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17.06.2021 tarihli, 2016/207 Esas, 2021/143 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden AAÜT'e göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmazın imar-ihya edilmesi için müvekkili tarafından emek ve para harcandığının dosya kapsamından sabit olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği hususunda şüphe oluştu ise jeolog bilirkişiden bu hususta rapor aldırılabilecekken böyle bir yola gidilmeden esas hakkında karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu ancak taşınmazın aynına ilişkin davalarda harcı tamamlanan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu ancak lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. 1960 yılında ... ili, Bafra ilçesi, Fener Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz ırmak yatağı olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı tarafından dava dilekçesinde dava değeri 1.000,00 TL olarak gösterildiğine ve keşifte belirlenen değer üzerinden eksik harç tamamlatıldığına göre davalı taraf lehine vekalet ücretinin keşifte belirlenen değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5. fıkrasında yer alan “4.080,00 TL” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “13.747,47 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.