"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli, 2017/335 Esas, 2020/185 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; karar yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacılar vekili ile temyiz edilen davalılar gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; evvelinde müvekkillerinin murislerine ait evin de bulunduğu taşınmaz bölümünün, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına kayıtlı 118 ada 99 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bırakıldığını, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün çok uzun yıllar boyunca müvekkilleri ve murisleri tarafından kullanıldığını, söz konusu yanlışlığın taşınmaza davalı tarafça balkon yapılırken farkedildiğini ileri sürerek, dava konusu 118 ada 99 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ve ... ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; nizalı taşınmaz bölümünün, evlerinin balkon duvarının alt tarafında kaldığını, bu yer üzerinde bulunan davacı tarafın murislerine ait evin 25 yıl önce yıkıldığını ve bu yerin o tarihten beri köy yolu olarak kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında davacı tarafın, kendilerine ait taşınmazları adlarına kaydettirirken bu yeri üzerlerine kaydettirmeyip yola terkettiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazın nizalı bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, davacıların murislerine ait eski evin bulunduğu yerin çok küçük bir kısmının dava konusu taşınmaz içerisinde kalmış olabileceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
2. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli, 2015/278 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamından, dava konusu 118 ada 99 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edildiği, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinde evvelinde davacıların evinin bulunduğu, bu evin 1989 yılında yıkıldıktan sonra söz konusu alanın boş olarak bırakıldığı ve davacı tarafça taşınmazın zilyetliğinin bu tarih itibariyle terkedildiği, halihazırda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün boş durumda bulunduğu, (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin ise davalıların kullanımında olduğu, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli, 2017/335 Esas, 2020/185 Karar sayılı kararıyla; “dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak; dava konusu 118 ada 99 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün, davacılar tarafından öncesinde üzerinde bulunan ev yıkılmak suretiyle fiili olarak yol haline getirildiği anlaşılmakla, Mahkemee bu bölümün yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilerek bu yer üzerinde kamu menfaatine engel olacak şekilde davalı taraf lehine özel mülkiyet tesisinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca, davanın reddine, dava konusu 118 ada 99 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi ...'in 04.04.2016 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfı ile gösterilen 22,18 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine (paftasında yol olarak gösterilmesine) karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin yıllarca müvekkilleri ve onların murisleri tarafından kullanıldığını, bu hususun mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiği gibi bilirkişiler tarafından incelenen hava fotoğraflarının da iddialarını desteklediğini, buna rağmen kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümlerinin davalılara ait taşınmaz içerisinde tespit edildiğini ve müvekkillerinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, bir kısım davalılar tarafında da dava konusu taşınmazın bir bölümünün müvekkillerine ait olduğunun kabul edildiğini, müvekkillerine ait ev yıkıldıktan sonra hem müvekkilleri hem de köy sakinleri tarafından bu alanın araçların ve traktörlerin dönüşlerinde kolaylık sağlanması için kullanıldığını, bu yerin bir kısmının yine müvekkilleri tarafından araç ve traktör park edilmek suretiyle kullanıldığını, yani müvekkilleri tarafından nizalı taşınmaz bölümlerindeki zilyetliğin terkedilmediğini, davalı tarafça daha müsait yerler varken nizalı taşınmaz bölümlerinin bir kısmında inşaat çalışması yapılarak yolun kapatıldığını, bu durumun komşuluk hukukuna da aykırı olduğunu, öte yandan Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik şekilde hazırlandığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
b) 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B – son maddesi; “ Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 99 parsel sayılı 526,19 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare ....’in ölümüyle taşınmaz ... mirasçıları adına tescil edilmiştir.
2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı taraftan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.