Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3022 E. 2023/6295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süre ile sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacının taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispatlayamaması sebebiyle sebepsiz zenginleşme iddiasının da ispatlanamayacağı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru bulunmuş ve gerekçesi değiştirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/218 E., 2022/239 K.

DAVA TARİHİ : 17.05.2018

HÜKÜM/KARAR : Ret / İstinaf başvurusunun kabulü - İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması - Tapu iptali ve tescil talebinin usulden reddine - alacak talebinini esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/547 E., 2021/64 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne İlk Derce Mahkeme kararının kaldırılmasına, davacıların tapu iptali ve tescil talebinin usulden reddine, alacak talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalıların mirasbırakanı ...'un çekişmeli 2921 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 hissesini davacıların mirasbırakanı Makbule Akkuş'a bila tarihli köy senedi ile sattığını, köy senedinde muhtar ve ihtiyar heyetinin imzasının bulunduğunu ve geçerli olduğunu öne sürerek öncelikle davalılar adına kayıtlı olan 1/4 hissenin tapu kaydının iptali ile davacıların miras payı oranında adlarına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın değeri kadar miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davalıların mirasbırakanı ...'un kendi payını satmadığını hatta diğer kardeşin payını ve çevredeki taşınmazları satın aldığını, davacı tarafın iddiasını yazılı delil ile ispat etmek zorunda bulunduğunu, sunulan köy senedinin sahte olduğunu, asli unsurları barındırmadığını, satışı yapan kişi olarak gösterilen ...'a ait hiçbir imza yahut parmak izi bulunmadığını, satış bedelinin de belirtilmediğini, muhtar ve azaların tasdikine de dayanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, çekişmeli taşınmazın 1971 yılında tapulama gördüğü, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı; dayanak yapılan köy senedinde davalıların mirasbırakanının imzasının yer almadığı, taşınmazın zilyetliğinin davacılarda olmadığı, satışın da kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlamış, eksik inceme ve yanılgılı değerlendirme yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacıların terditli talepleri olan satış bedelinin ödenmesine yönelik istinaf isteminin, TMK'nın 6 ıncı maddesine göre herkesin iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, davacıların çekişmeli taşınmazdaki davalıların mirasbırakanına ait payın kendi mirasbırakanlarınca satın alındığını ve bedelinin ödendiğini ispat ile yükümlü olmalarına rağmen bu iddialarını ispat edemedikleri gerekçesi ile davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği; davacılar vekilinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik istinaf isteminin, davacıların Makbule Akkuş'un bir kısım mirasçısı olup iptali istenilen 1/4 payın adına kayıtlı bulunan ...'un terekeye karşı 3. kişi durumunda olduğu, dosya kapsamında bulunan veraset ilamına göre Makbule Akkuş'un davacılar dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğu, terekeye dahil bir taşınmaz için mirasbırakanın mirasçılarından birinin veya bir kaçının tek başlarına 3. kişi olan davalıların mirasbırakanı ...'a ait tapu kaydının miras payı oranında adlarına tescili istemiyle dava açamayacağı, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702 nci maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği, Makbule Akkuş'un bir kısım mirasçısı olan davacıların terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan davalıların mirasbırakanına ait tapu kaydının miras payı oranında iptali ve adlarına tescili istemi ile açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmadığı bu sebeple Mahkemece tapu iptali ve tescil istemine yönelik talebin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun sınırlı olarak kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, tapu iptali ve tescil istemi yönündeki davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, alacak (tazminat) istemi yönündeki davasının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek dava ve istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise satış bedelinin ödenmesi isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü ve 190 ıncı maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkin olup davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının 21.09.1971 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği tarih ile davanın açıldığı 17.05.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, davacıların terditli talepleri olan satış bedelinin geri ödenmesi yönünden ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020 (16) 1-691 E., 2022/1680 K. sayılı ilamında belirtildiği gibi uyuşmazlık konusu taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etme olanağı bulunmayan davacının dava tarihi itibariyle tazminata hak kazanabilmesi için sebepsiz zenginleşmede ileri sürülen haklı sebep olmasının diğer tarafın zenginleştiği iddiasını ispat edemeyeceği de açıktır. Zira bu unsurun ancak davacıların uyuşmazlık konusu taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etmesi sonucunda ortaya çıkacağı açıktır. Davanın bu gerekçeler ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu görülmüştür.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.