Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3030 E. 2022/6213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan temliklerin muvazaalı olup olmadığı, iyi niyetli üçüncü kişi konumunun bulunup bulunmadığı ve zamanaşımı def’inin değerlendirilip değerlendirilmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... ile kayıt malikinin elbirliği içinde oldukları ve davalı ...’ın muvazaalı temlik zincirinin bir parçası olduğu tespiti yerinde olmakla birlikte, davacı tarafından bu hususta istinaf başvurusu bulunmadığı gibi davalı ...’ın da sadece nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan alınması gerektiği yönünden istinaf başvurusu bulunduğu gözetilerek, davalı ... aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi hatalı görülmüş ve Yargıtayca Bölge Adliye Mahkemesi kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : KIRIKKALE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 30.12.2021 tarihli ve 2019/2175 Esas, 2021/2485 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl davada davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde; maliki olduğu 540 ada 5 parsel sayılı taşınmazı için davalı ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, İsmail’in hileli ve güvendirici sözlerle kendisini hataya zorladığını ve hile ile taşınmazla ilgili işlemlerin yapılması için ...’i ve ....’i vekil tayin ettiğini, anılan vekaletname ile taşınmazın davalı ...’a temlik edildiğini, ...’ın da taşınmazı davalı ...’e devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada taşınmazın dava tarihinden sonra ...’e temlik edildiğini belirterek, davaya dahil edilmesini istemiş, sonrasında davalı ... yönünden davadan vazgeçildiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... aşamada; harcın tamamlatılması ve davacının hangi hukuksal nedene dayandığının açıklatılması gerektiğini, ekonomik durumunun iyi olduğunu, dava konusu taşınmazı uygun fiyatlı ve kısa sürede yüksek getirisi olabileceğinin söylenmesi üzerine satın aldığını, davalı ...'i ve ...'i daha öncesinde tanımadığını, taşınmazı 50.000,00 TL'ye satın aldığını ancak tapuda rayiç bedel olan 62.000,00 TL'den işlem yapıldığını, sonrasında da bir emlakçıyı vekil tayin ederek taşınmazı ...'e devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... aşamada; zamanaşımının geçtiğini, taşınmazı alan dördüncü el olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, tapuya güvendiğini ve iyi niyetli olduğunu, taşınmazı Serap'a devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazı emlak işleri yapan ...den bedelini ödeyerek satın aldığını, davadan haberdar olunca taşınmazı ...'e iade etmek istediğini ancak tedbir konulduğu için yapamadığını, kendisine geçici yetki verilmesi halinde almaktan vazgeçtiği taşınmazı ...'e devredeceğini, davada yer almak istemediğini, iyi niyetli olduğunu, davacının muhatabının sözleşme düzenlediği İsmail olduğunu, zamanaşımının geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, aşamada dava konusu taşınmazı davalı ...’e devretmiş ve vekili de davacı vekilinin vazgeçme beyanını kabul ettiklerini, yargılama gideri talebinde bulunmadıklarını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleştirilen davanın da pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Asıl davada davalı ... istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tarafın vekâlet görevinin kötüye kullanılmasına dayanak olarak delil sunmadığını, savcılık nezdinde de bir şikayet ya da ceza davası bulunmadığını, vekalet görevi kötüye kullanılmış olsa dahi bu konu ile ilgisi ve kusurunun olmadığını, vekalet ücretinin tüm davalılardan değil de sadece kendisinden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Asıl davada davalı ... istinaf dilekçesinde özetle, davacının birden fazla hukuki sebebe dayandığını ancak İlk Derece Mahkemesince şartları bulunmamasına rağmen muvazaa nedeniyle davanın kabulüne karar verildiğini, iyi niyetli üçüncü kişi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kötü niyetinin ispatlanamadığını, davanın husumetten değil esastan reddi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesine rağmen lehine nasıl hesaplandığı anlaşılamayan vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2019/2175 Esas, 2021/2485 Karar sayılı kararı ile; davalı ...'ın emanetçi konumunda olduğu, vekilin vekâlet görevin kötüye kullandığı, ... ve kayıt malikinin el ve işbirliği içinde oldukları, ...'ın muvazaalı temlik zincirinin bir parçası olduğu gözetilerek tapu iptal ve tescil istemi bakımından davanın kabulüne, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından ... ile birlikte ...’ın da sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi ile kararın niteliği gözetilerek harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği, diğer taraftan vekil Metin hakkında açılan birleşen dava dosyasında her ne kadar "pasif husumet yokluğundan" davanın reddine karar verilmiş ise de; bu hükmün de isabetli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmadığı, kabule göre de; dava terditli olarak açıldığına ve öncelikli talep olan tapu iptal ve tescil istemi bakımından karar verildiğine göre, davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi de isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davalı ...’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...’in istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak asıl davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine, birleştirilen dava yönünden ise davalı ... Elkasta'nın kayıt maliki olmadığı, ilk temlik işleminde vekil sıfatı ile yer aldığı, asıl davada öncelikli talep olan tapu iptal ve tescil istemi bakımından hüküm kurulduğu gözetilerek terditli talep olan bedel istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, aşamadaki beyanlarını tekrarla, kayıt maliki olmamasına rağmen kendisine tapu iptali ve tescili olmazsa alacak istemli dava açıldığını, diğer davalıları tanımadığını, davacı ve diğer davalı tanıklarının lehine ya da aleyhine beyanda bulunmadıklarını, muvazaanın yazılı delille ispatı gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin dosya ile uyumlu olmadığını, kendisi yönünden verilen pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı istinaf edilmemesine ve kayıt maliki olmamasına rağmen kendisinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, talepten fazlaya karar verildiğini, kendisi yönünden davanın esastan reddine ve lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, zamanaşımı savunması hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığını, tapuya ve vekaletnameye güvenerek işlem tesis ettiğini, bilirkişi raporunda değerin fahiş hesaplandığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığına ilişkin bir şikayette bulunulmadığını, davanın yazılı delille ispatının gerektiğini, davacı tanıklarının beyanlarının menfaatleri olması nedeniyle geçersiz olduğunu, aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, tüm davalılar yönünden kabul edilmesi gerekirken sadece kendisi yönünden kabul edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl ve birleştirilen davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre davalı ... yönünden (IV/3.) numaralı paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddine,

3.3.2. Asıl davada davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... ile kayıt malikinin el ve işbirliği içinde oldukları, ...'ın muvazaalı temlik zincirinin bir parçası olduğu yönündeki tespitleri yerindedir. Ancak, bu hususta davacı tarafından yapılmış bir istinaf başvurusu bulunmadığı gibi davalı ...’in de istinaf dilekçesinde sadece hükmedilen nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan alınması gerektiği yönünden başvurusu bulunmaktadır. Bu durumda, istinaf talebi olmamasına rağmen davalı ...’ın yargılama giderlerinden de sorumlu tutulması doğru değildir. Davalı ...’ın bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.

3.3.3. Diğer taraftan, İlk Derece Mahkemesince birleştirilen dava yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve anılan karara karşı taraflar istinaf başvurusunda bulunmamışlardır. Herhangi bir istinaf başvurusu bulunmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince birleştirilen dava yönünden davalı ...’nin kayıt maliki olmadığı, ilk temlik işleminde vekil sıfatı ile yer aldığı, asıl davada öncelikli talep olan tapu iptal ve tescil istemi bakımından hüküm kurulduğu gözetilerek terditli talep olan bedel istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması isabetsizdir.

3.3.2. Ne var ki, (V/3.3.2.) numaralı paragrafta belirtilen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir. Her ne kadar, birleştirilen dava yönünden (V/3.3.3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere istinafa konu edilmeyen bir husus hakkında karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus temyiz edilmediğinden birleştirilen dava yönünden düzeltme yapılmamıştır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1- Asıl davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2-Asıl davada davalı ...’ın değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile;

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2021 tarihli ve 2019/2175 Esas, 2021/2485 Karar sayılı kararının hüküm kısmındaki “B” bölümü “3.” fıkrasının, yargılama giderlerine ilişkin (A/F) bendinde yer alan “davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine “davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 29.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.