Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3038 E. 2023/6448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2398 E., 2021/1719 K.

DAVA TARİHİ : 06.12.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/322 E., 2019/16 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ili, ... ilçesi,...köyünde bulunan 68 parsel sayılı taşınmazın kendisine mirasbırakanından intikal ettiğini, 70 yılı aşkın zamandır dava konusu yerin mirasbırakanı ve kendisi tarafından kullanıldığını, zilyetliğin devam ettiğini, her ne kadar tapu kaydına mera vasfıyla kamu orta malı olarak tescil edilmiş ise de yapılan işlemin hatalı olduğunu, ekonomik amaca uygun biçimde tespit tarihinden önce 20 yıldan fazla süre tarımsal faaliyette bulunulduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu, özel mülke konu edilemeyeceğini, hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2019 tarihli 2016/322 Esas, 2019/16 Karar sayılı kararıyla; ... Kadastro Mahkemesindeki davanın davacının eşi Ali Toğrap tarafından açıldığı, kendisinin sağ olduğu, bu nedenle kararın davacı açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ancak dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 08.07.1992 tarihinde kesinleştiği, davanın ise Kadastro Kanununun 12/3 üncü maddesince öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 06.12.2016 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 70 yılı aşkın süreden beri dava konusu yerin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, tescile konu dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının tapu iptali ve tescil talebine yönelik davayı 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açtığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile davanın anılan gerekçeyle yeniden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğunu, mera vasfında olmadığını, davacının eşi tarafından ... Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, buna ilişkin kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, kadastro tutanağının bu nedenle henüz kesinleşmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucunda,... ili, ... ilçesi,...köyünde bulunan 68 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile kamu orta malı olarak 25.08.1975 tarihinde tespite konu edildiği, 08.07.1992 tarihinde ise tutanağın kesinleştiği, davanın açıldığı 06.12.2016 tarihine kadar 3402 sayılı Kanun′un 12/3 üncü maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Harç

Onama Harcı : 269,85 TL

Peşin Harç : - 80,70 TL

A.G.H : 189,15 TL