"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/632 E., 2021/1503 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/345 E., 2019/656 K.
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İli,... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tespit harici bırakılan 5.602,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün imar ihya edilerek üzerine konutlar yapmak ve ağaçlandırmak suretiyle 40 yıldan fazladır davacı tarafından eklemeli zilyetlikle kullanıldığını ileri sürerek taşınmaz bölümünün davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz hakkında yetki ve sorumluluğun ilçe belediyesinde olduğunu, davalının taraf sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde taşınmazın imar planına alındığı 2011 yılına kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, bilirkişilerin bilimsel verilerle desteklenmeyen, denetime imkan vermeyen, soyut ve yetersiz raporlarına dayanılarak karar verildiğini, davanın dayanağı olan zilyetlik hususunda yasanın aradığı koşulların oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; davacı lehine imar ihya koşullarının oluşmadığını, taşınmaza çıplak gözle dahi bakıldığında bakımsız olduğunun görüldüğünü, ev yapmanın imar ihya sayılmadığını, bölgede 1962 ve 2015 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı zilyetliğinin tespit edilmediğini, bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime kapalı olduğunu, yarı yabani ağaçların dahi kültür ağacı gibi gösterildiğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
Davaya konu taşınmazın 1962 yılında kesinleşen kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir.
Harita ve orman mühendisi bilirkişilerin raporunda taşınmazın taşlık olarak tescil harici bırakıldığı bildirilmiş ise de mahallinde yapılan keşifte öncesinin dere olduğunun belirtildiği, ancak ilgili kadastro müdürlüğünden taşınmazın paftasının getirtilmediği ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığının sorulmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, davaya konu taşınmazın evveliyatının ne olduğu, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı belirlenmemiş, yerel bilirkişilerin taşınmazı su bastığına yönelik beyanlarına rağmen jeolog bilirkişiden görüş alınmamış, taşınmaz üzerinde hangi tarihten beri ekonomik amaca uygun zilyetliğin sürdürüldüğü, taşınmazın davacı bayileri tarafından ne suretle kullanıldığı aydınlatılmamış, yetersiz bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle ilgili kadastro müdürlüğünden taşınmazın paftası istenerek hangi nedenle tescil harici bırakıldığının sorulması, davaya konu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları getirtilerek davaya konu taşınmazı ne okuduğunun incelenmesi, bu şekilde taşınmazın evveliyatında hangi vasıfta olduğunun belirlenmesi, taşınmazın 23.11.2011 tarihinde onaylanan uygulama imar planı kapsamında olduğu anlaşıldığına göre bu tarihten önce davacı ve bayileri tarafından ekonomik amaca uygun zilyetliğin kesintisiz olarak 20 yıl sürdürülüp sürdürülmediği araştırılmalı, bu amaçla mahallinde usulüne uygun olarak yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, ne zaman ve ne şekilde davacı ve bayilerine intikal ettiği, davacı ve bayileri tarafından hangi amaçla ve ne şekilde kullanıldığı, imar ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılmasını sınırlayan bir husus olup olmadığı sorulmalı, taşınmaz farklı bölümler halinde kullanılıyor yahut muhtelif şahıslardan edinilmişse (köy muhtarı yahut Emrullah Yılmaz v.s.) bu taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı gösterilmesi istenmeli, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, mahalli bilirkişilerin sınır olarak gösterdikleri alanlar varsa bunlar teknik bilirkişi raporuna yansıtılmalı, ayrıca taşınmazı su basmasının önlenmesi için yolunun ileri alındığına dair yerel bilirkişi beyanı açıklattırılmalıdır.
Diğer taraftan ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde bulunan tüm meyve ağaçlarının 25-27 yaşında olduğu belirtilmiş ise de orman bilirkişisi raporunda taşınmaza 1990’lı yılların başında fidan dikilmeye başlandığı, daha sonraki yıllarda dikilmeye devam edildiği şeklinde tespitin bulunduğu dikkate alınarak 3 kişilik zirai bilirkişi heyeti ile taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları titizlikle belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki ağaçları ve yapıların yaşlarına göre taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi belirlenmeye çalışılmalı, jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi tarafından hava fotoğrafları üzerinde yeniden inceleme yapılarak taşınmazın yıllar içerisinde kullanım durumunun ne şekilde değiştiğini, taşınmazın evveliyatından beri hangi amaçla kullanıldığını irdeleyen rapor hazırlanmalı; jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, taşınmazda ekonomik amaca uygun faaliyetlere engel teşkil edebilecek bir unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenmeli; yukarıda değinilen hususlar yerine getirildikten sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Hazine temsilcisinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.