"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak istekli dava sonunda Anamur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/10/2020 tarihli, 2018/393 Esas, 2020/210 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/12/2021 tarihli, 2021/616 Esas, 2021/1745 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 04/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat....geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacı ... ile davalı ... arasında yapılan sözleşme ile, davacı ...’nin davalıya ait “.... Süper Market” adlı ticari işletmeyi, işletmeye ait taşınabilir nitelikteki tüm eşyaların mülkiyeti davacıya ait olmak üzere 250.000,00 TL bedelle beş yıllığına kiraladığını, marketin eski alacakları ile ileriye dönük tüm borç ve alacaklarının davacı ...’ye ait olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşme ile belirlenen bedelin ödenmesinin garanti altına alınması için davacı ...’nin annesi olan diğer davacı ...’ye ait 173 ada 9 parsel sayılı taşınmazın daha sonra iade edilmek üzere davalı ...’e temlik edildiğini, yaklaşık iki yıl marketi işleten ve borçlarını sözleşmeye uygun şekilde ödeyen davacı ...’nin davalı ...’in ısrarı ve baskısı neticesinde marketi, vergi kaydı ve levhası ile birlikte diğer davalı ...’ya devretmek zorunda kaldığını, davalıların birlikte hareket ederek davacı ...’yi marketten kovduklarını, borçlar ödenmesine rağmen taşınmaz geri verilmediği gibi davacılar aleyhine açılan meni müdahale davası ile taşınmazın mülkiyetinin davalı ... tarafından diğer davalı ...’ya devredildiğini öğrendiklerini, davalıların marketi kapatıp içerisindeki malları (terek, buzdolabı, klima, bilgisayar vs.) satıp paraya çevirdiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, sözleşme ile mülkiyeti davacı ...’ye devir ve teslim edilmiş tüm taşınabilir malların bedelinden ileride değişen şartlara göre talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...’ye ödenmesine karar verilmesini istemiş, ıslahla bedel isteğini 8.717,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., davacı ...’nin borçlarına karşılık taşınmazın teminat amaçlı kendisine devredildiğini, davacıların isteği ve ısrarı üzerine marketin davalı ...’ya devrine onay vermek zorunda kaldığını, marketin devri ile birlikte markette bulunan taşınabilir eşyaların mülkiyetinin de ....’ya geçtiğini, davacılarla yaptıkları 18/05/2018 tarihli sözleşme ile davacıların üç yıl için bakiye 157.000,00 TL borçlarının davalı ... tarafından ödenmesi halinde taşınmazın davalı ...’ya devredilmesi hususunda anlaştıklarını, davalı ...’nun kalan borcun tamamını ödemesi neticesinde anlaşma gereğince taşınmazı davalı ...’ya devrettiğini, 5 yıllık sözleşme süresinin bitiminde davalı ...’nun dükkanı boş olarak kendisine teslim ettiğini, davacı ... ile davalı ... arasındaki ticari ilişkinin boyutunu bilmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., taşınmazı diğer davalı ...'den satın aldığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, davanın kötüniyetle açıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Anamur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/10/2020 tarihli, 2018/393 Esas, 2020/210 Karar sayılı kararı ile iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, iddialarını yineleyerek, davalı ...'ya ait defterlerin getirtilmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/12/2021 tarihli, 2021/616 Esas, 2021/1745 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ... yönünden inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, davacı ... yönünden ise sözleşmeye dayalı alacak isteklerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.", 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, onama harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kesin omak üzere 04/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.