"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/374 E., 2021/660 K.
HÜKÜM : Ret-Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil isteğinde bulunmuş; yargılama sırasında ölümü üzerine davayı mirasçıları takip etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.11.2013 tarihli ve 2008/301 Esas, 2013/565 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın yirmi yıldan fazla süre ile davacı tarafından kullanıldığı ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen imar-ihya ve zilyetlikle tescil koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 30.04.2012 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 749,10 m2 yüz ölçümünde olan ve kadastro sonucu tespit harici bırakılan yerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... Tüzel Kişiliği temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.05.2014 tarihli ve 2014/4766 Esas, 2014/7237 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaza komşu 774 parsel sayılı taşımazın dayanak vergi kaydı ile 775 parsel sayılı taşınmazın dayanak tapu kaydının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğunun Mahkemece irdelenmediği, çekişmeli taşınmazın hava ve uydu fotoğrafında hangi nitelikte olduğunun yöntemince tespit edilmediği, taşınmazda kamulaştırma yapılıp yapılmadığı, kamulaştırma yapılmış ise taşınmazın kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığı, jeolog bilirkişi tarafından verilen raporda taşınmazın, kadastro paftası üzerinde kıyı-kenar çizgisine göre konumunun belirlenmediği, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemenin 29.03.2016 tarihli ve 2014/543 Esas, 2016/292 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 15.03.2016 tarihli jeoloji bilirkişisi ek raporuna ekli krokide (A) harfi ve kırmızı renkte boyalı olarak gösterilen 474,23 metrekarelik taşınmazın ... köyünün en son ada numarasını takip eden adasının 1 nolu parsel numarası altında davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
4. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.09.2020 tarihli ve 2016/15640 Esas, 2020/3228 Karar sayılı kararıyla; 15.03.2016 tarihli jeoloji bilirkişisi ek raporuna ekli krokide (A) harfi ve kırmızı renkte boyalı olarak gösterilen 474,23 metrekarelik taşınmaz bölümü bakımından verilen kararın davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine onanmasına; hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide mavi renk ile gösterilen bölüme ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise çekişmeli taşınmazın, fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide mavi renk ile gösterilen bölümünün kıyı-kenar çizgisi içerisinde bulunduğu belirlendiğinden, bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsizliğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Karar Düzeltme
21.09.2020 tarihli bozma kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından krokide (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/65 Esas, 2021/4086 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz başında yapılan 1.2.2016 tarihli keşifte yer alan mahkeme gözlemi, bu keşif sonucu düzenlenen 26.2.2016 tarihli teknik bilirkişi raporu ve 8.3.2016 tarihli zirai bilirkişi kurul raporu; 29.2.2016 ve 15.3.2016 tarihli jeolog bilirkişi kurulu raporu ve ek rapora göre dava konusu taşınmazın, yargılamanın devamı sırasında (2012 yılında) Deriner Barajı ve Hes gölü içerisinde kaldığı anlaşılmasına göre mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, 21.9.2020 tarihli onama -bozma kararının “1-” nolu bendinin bozularak ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırında yer alan "adına tesciline" sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine "mülkiyetinde olduğunun tespitine" sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; krokide (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın kabulü onandığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, krokide mavi renk ile gösterilen 274,86 m2'lik bölümünün kıyı-kenar çizgisi içerisinde bulunduğu belirlendiğinden davanın reddine, bu bölümün tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili; yargılama sırasında ölen davacının mirasçılarının karar başlığında yer alması gerekirken bu hususun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, krokide mavi renk ile gösterilen 274,86 m2'lik taşınmaz bölümü bakımından davanın reddi doğru ise de davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirtip anılan hususlar bakımından kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesinin birinci fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle yargılama sırasında ölen davacı ...'ın mirasçılarının karar başlığında gösterilmemesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu anlaşılmakla; davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında olup yine aynı Kanun'un yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 326 ncı maddesinin birinci fıkrasında; “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide mavi renk ile gösterilen 274,86 m2'lik taşınmaz bölümü bakımından davanın reddine karar verilmesine rağmen davanın niteliğine atıfta bulunularak davada kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "Davacı" ibaresinden sonra gelen “ve davalı” ibaresinin çıkartılmasına, (8) numaralı bendine "Davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine," cümlesinin yazılmasına, takip eden bent numarasının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,14.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.