"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı ... ile evli iken 4675 parsel sayılı taşınmazı 1/2’şer payla satın aldıklarını, davalının 4675 parsel sayılı taşınmazı satması ve bu satıştan elde edilen parayla dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümü 1/2’şer payla adlarına satın alması için davalı ...’yı vekil tayin ettiğini, ancak vekil Hülya’nın 4675 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını satıp dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün tamamını adına tescil ettirdiğini, oysa taşınmazın ½ payının kendisi adına tescil edilmesi gerektiğini, boşanma davası açıldıktan sonra davalı ...’nın mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak taşınmazı eniştesi olan diğer davalı ...'a devrettiğini, vekalet görevinin kötüye kullandığını ileri sürerek dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 payının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 100.000,00 TL’nin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, 4675 parsel sayılı taşınmazdaki davacının 1/2 payını vekaleten sattıktan sonra satış bedelini davacıya elden verdiğini, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün ise davacıyla bir ilgisinin bulunmadığını, kendi birikimleri ve çevreden aldığı borç para ile satın aldığını, satış bedelinin tamamını kendisinin ödediğini, davacının katkısının bulunmadığını, boşandıktan sonra maddi zorluk yaşaması sebebiyle taşınmazı diğer davalı ...’ye sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, satın aldığı tarihten bu yana taşınmazın kendi tasarrufunda olduğunu, evi kiraya verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/146 E. 2015/162 K. sayılı kararı ile; aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Dairenin 18/04/2019 tarihli ve 2016/8817 E. 2019/2780 K. sayılı kararıyla; "...Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının aile hukukundan kaynaklanan bir isteğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2021 tarihli ve 2019/221 E., 2021/350 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 4675 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer payla davacı ve davalı ... tarafından satın alındığı, daha sonra davalı ...’nın taşınmazdaki kendi payını asaleten ve davacının payını vekaleten 04.07.2011 tarihinde 3. kişiye sattığı, 14.07.2011 tarihinde ise dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün tamamının davalı ... tarafından evlilik birliği içerisinde satın alındığı, 08.08.2014 tarihinde ise taşınmazın Hülya tarafından diğer davalı ...’ye devredildiği, davalı ... her ne kadar davaya konu 9 numaralı bağımsız bölümü kendi geliriyle satın aldığını iddia etmiş ise de bu savunmasını mevcut delillerle ispatlayamadığı, davalıların yakın akraba olduğu, satış tarihinde davacı ile davalı ... arasında geçimsizliklerin bulunduğu, davalı ...’nin yaşanan huzursuzlukları bilebilecek kişilerden olduğu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bildirdikleri tek ve en önemli tanık.... dinlenmeden karar verildiğini, 4675 parsel sayılı taşınmazdaki davacının payının vekaleten satması üzerine satış bedelini davacıya verdiğini, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümü ise kendi birikimleriyle, kredi çekerek ve çevreden borç alarak satın aldığını, davacıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki evliliğin 2011 yılında fiilen bittiğini bu tarihten sonra davacıyla ekonomik olarak birbirlerinden bağımsız hareket ettiklerini, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün satın alınmasında davacının bir katkısının söz konusu olmadığını, 2014 yılında düştüğü maddi sıkıntı sebebiyle taşınmazı diğer davalı ...’ye satmak durumunda kaldığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece karara dayanak gösterdiği gerekçelerin tapu iptali için yeterli olmadığını, satışın gerçek olduğunu, davacı ile davalı arasındaki durumları bilmesinin mümkün olmadığını, 4675 parsel sayılı taşınmazın alınıp satılması ile dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün alınması hususunun sanki birbirinin devamı olarak gösterilemeyeceğini, 4675 parsel ile dava konusu 9 numaralı bağımsız bölüm arasında bir bağlantı bulunmadığını, iki taşınmazın satılması ve alınması konularında direkt bağlantı kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, dava konusu 4675 parselin satılması noktasında vekalet ilişkisinin söz konusu olduğunu, davacı ile diğer davalı ... arasındaki iç ilişkinin söz konusu olduğunu, davacının dava konusu 9 numaralı bağımsız bölüm yönünden hak sahibi olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere, Kanunda gösterilen hükümler saklı kalmak üzere, tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır. Usulüne uygun olarak çağrıldığı halde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir (6100 sayılı HMK md. 245). Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir (6100 sayılı HMK md. 241).
6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir".
Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı ile davalı ...’nın 1995 yılında evlenip, 28.01.2015 tarihinde Hollanda’da, 12.04.2019 tarihinde ise Türkiye’de boşandıkları, 4675 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalı ... tarafından 02.08.2002 tarihinde 1/2’şer eşit payla 3. kişiden satın alındığı, davacının Rotterdam Başkonsolosluğu’nun 27.06.2011 tarihli vekaletnamesi ile davalı ...’yı vekil tayin ettiği, davalı ...’nın 4675 parsel sayılı taşınmazdaki kendi payını asaleten davacının payını ise vekaleten 04.07.2011 tarihinde dava dışı 3. kişiye satış suretiyle devrettiği, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün ise davalı ... tarafından 14.07.2011 tarihinde 3. kişiden satın alındığı, taşınmazın 08.08.2014 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
6.3.2.Somut olayda, davalı ...’nın usulüne uygun olarak tanık deliline dayandığı, süresinde ibraz ettiği delil listesinde.....’ı tanık olarak bildirdiği, davalı tarafından tanık olarak bildirilen ismin dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmediği halde, mahkemece gerekçesiz olarak anılan tanık dinlenmeden, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
6.3.3. Hal böyle olunca, davalı ...’nın bildirdiği tanık......’ın usulüne uygun şekilde dinlenmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.