"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : AKÇAKOCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinafı üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’un 113 ada 48 parseldeki 15 nolu bağımsız bölümü davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmazsa tenkisini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, çekişmeli taşınmazı bedelini ödeyerek ve ayrıca annesine ait İstanbul’da bulunan bir dairenin komple tadilat masraflarının kendisi tarafından ödenmesi karşılığında satın aldığını, mirasbırakanın dava konusu satıştan elde ettiği satış bedelini davacı kızı Çiğdem'e elden verdiğini, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yapmadığını, davacı kızına da destek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın davacı kızının maddi ihtiyacı için eşinin adına kayıtlı taşınmazın ipotek gösterilmesine rıza gösterdiği, davacı kızına da destek olduğu, çocukları arasında ayrım yapmadığı, mevcut deliller ile mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının davacı tarafından usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde ipotek verilen evin anneleri Sevim’e ait daire olduğunu ve davayla alakasının olmadığını, mirasbırakan ile davacı arasındaki ilişkinin davacının maddi durumu iyi iken iyi olduğunu, davacının maddi durumunun bozulup davalının artık maddi menfaatinin bitmesinden sonra mirasbırakanın da davalı oğlu tarafından davacı kızına karşı kışkırtıldığını, mahkeme gerekçesinde "murisin ve eşinin müvekkiline yardımcı olduğundan yani çocukları arasında ayrım yapmadığından" bahsedilmişse de, bu durumun davacının maddi durumun iyi olduğu dönemlerde olup dava konusu temlikin bu dönemlerin çok sonrasına denk geldiğini, kaldı ki bahsedilen ipoteğin ve sair işlemlerin maddi-manevi karşılığının davacı tarafından murise ve annesine fazlasıyla verilmiş olduğunu, murisin maddi durumunun mal satmasını gerektirmediğinin dosya kapsamıyla sabit olduğunu, maddi durumu iyi olan mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının dava konusu satış parasının davacıya elden ödendiği yönündeki beyanın ispatının dahi mümkün olmadığını, kararda mirasbırakan adına kayıtlı olduğu belirtilen diğer taşınmazın ise davalının eşine devredildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16/03/2022 tarihli ve 2021/1751 E., 2022/366 K. sayılı kararıyla; toplanan deliller ve özellikle tanık beyanlarından, mirasbırakanın davacı kızına her zaman destek olduğu, daha öncesinde de aile konutu niteliğindeki taşınmazlarına ipotek konulmasına rıza gösterdiği, öte yandan mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmasını gerektirecek bir sorununun olmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile mirasbırakan arasındaki ilişkinin davalı tarafından kasıtlı olarak bozulduğunu, davalı tanıkları .... ve ...... 'in murisin davacıya kırgın ve kızgın olduğunu açık şekilde beyan ettiklerini, tanık beyanlarının bir kısmını dikkate alan ve muris ile davacı arasında herhangi bir sorun olmadığına değinen istinaf mahkemesinin, murisin "bir kere hayır dediğim için kızım bana darıldı" şeklindeki tanık beyanını dikkate almadığını, mirasbırakan ile arasındaki ilişkiyi bozan ve tüm mirastan bir şekilde tam pay alma amacı güden davalının amacına ulaştığını, davacı ve davalı tanıklarının tamamının mirasbırakanın maddi gücünün gayet yerinde olduğunu ve herhangi bir şekilde paraya ihtiyacı olmadığını açık şekilde beyan etmişlerken, satış sözleşmesi yapmakta haklı bir sebebi olduğunun değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, mirasbırakanın basit bir ev tadilatı için dava konusu taşınmazı sattığını beyan eden davalıya itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tanığı....'un yörenin örf ve adetleri gereği arasında babanın çocuğuna taşınmaz satışı yapmasının olağan olmadığını açıkça beyan ettiğini, mirasbırakanın bir diğer taşınmazını da davalının eşi olan gelini Bennur'a devrettiğini, bu temlik için de ayrıca dava açıldığını, mirasbırakanın her iki tasarrufunun birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın kastının ortaya çıkarılması gerektiğini, tüm dosya kapsamıyla mirasbırakanın davacı kızından mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 04/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.