"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KARASU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ..... Özel .... Eğitim İşl. A.Ş'nin FETÖ/PDY kapsamında çıkartılan 677 sayılı KHK ile kapatılan kuruluşlardan olduğunu, bu şekilde kapatılan kurumların tüm mal varlıkları, hak ve alacaklarının çıkartılan KHK ile ilgisine göre Hazine veya Vakıflar adına tescil edildiğini, 437 ada 157 parsel sayılı taşınmazdaki 9 no.lu bağımsız bölümün ... Özel ... Eğitim İşl. A.Ş'ye ait iken 10/07/2015 tarihinde yönetim kurulu başkan yardımcısı Abdurrahman Topaloğlu'nun kardeşi olan davalıya 40.000,00 TL bedel ile satış suretiyle temlik edildiğini, taşınmazın gerçek değerinin 85.000,00 TL olduğunu, anılan temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, 675 sayılı KHK'da 3. kişilerin terör örgütleri ile irtibatı veya iltisakından bahsedildiğini, ancak böyle bir irtibatının bulunmadığını, taşınmazın satın alındığı tarihte ağabeyinin şirketle bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/10/2019 tarihli ve 2018/129 E., 2019/352 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz temlikinin 675 sayılı KHK kapsamında muvazaalı işlem kabul edilebilmesi için aynı faaliyete kapatılma tarihi itibarıyla devam edilmesi gerektiği veya taşınmazların devredildiği üçüncü kişilerin terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı olması gerektiği, dava konusu taşınmaz üzerinde şirketin kapatılmasından sonra aynı faaliyetlerin sürdürüldüğünün saptanamadığı ve davalı hakkında FETÖ-PDY nedeniyle soruşturma kaydının da bulunmadığı, bedeller arasındaki farklılığın ve davalının kapatılan şirketin eski ortağının kardeşi olmasının tek başına muvazaa sebebi sayılamayacağı ve 675 sayılı KHK kapsamında işlemin muvazaalı sayılabilmesi şartlarını da sağlamadığı gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili, satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fahiş farkın muvazaanın en bariz göstergesi olduğunu, davalının kapatılan .... Özel ... Eğitim İşl. A.Ş' nin yönetim kurulu başkan yardımcısı ....’nun kardeşi olduğunu, bu hususun da satışın muvazaalı olduğunun bir diğer kanıtı olduğunu, 675 Sayılı KHK’nın 12. maddesi ile 689 sayılı KHK ile getirilen düzenlemeler gereği dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davalı vekili, davanın reddi ile hükmedilen vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerekirken maktu olarak hesaplandığını, bu yanlışlığın düzeltilerek hükmedilecek vekalet ücretinin, bilirkişi raporunda taşınmaz için belirlenen 119.450,45 TL üzerinden nispi hesaplanması gerektiğini belirterek, kararın düzeltilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 01/07/2020 tarihli 2020/60 E., 2020/444 K., sayılı kararıyla;dava konusu taşınmazın temlik tarihinde kapatılan .... Özel .... Eğitim İşl. A.Ş'nin yöneticileri ile davalı arasında akrabalık ilişkisinin bulunmadığı, davalı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili her hangi bir soruşturma bulunmadığı, taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile satış bedeli arasında fark bulunmasının tek başına muvazaa olgusunu kanıtlamaya elverişli olmadığı, 675 sayılı KHK'nın 12. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, uyuşmazlık tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğundan kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı yararına dava değeri olan 85.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 675 sayılı KHK’nin muvazaalı devir işlemleri başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrası; “20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonlarının faaliyetlerinin sürdürüldüğü dönemde üzerlerinde bulundukları, mülkiyeti kapatılanların sahibi gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlardan 1/1/2014 tarihi ila bahse konu yerlerin kapatılma tarihleri arasında üçüncü kişilere devri yapılmış olan ve üzerinde kapatılanlar tarafından aynı faaliyete kapatılma tarihi itibarıyla devam edilen taşınmazların devir işlemleri muvazaalı kabul edilir ve tapuda ilgisine göre Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak resen tescil edilir.” hükmü düzenlenmiş ve 675 sayılı KHK, 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaşmıştır.
3.2.2. 689 sayılı KHK ile (2) 3/10/2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(2) Birinci fıkrada belirtilen taşınmazların devredildiği üçüncü kişilerin terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı olması halinde, taşınmaz üzerinde aynı faaliyete devam edildiğine bakılmaksızın devir işlemleri muvazaalı kabul edilir ve tapuda ilgisine göre Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak resen tescil edilir.
(3) Bu madde kapsamında görülmekte olan davalarda konusuz kalma nedeniyle davanın esası ve yargılama giderleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir.” 689 sayılı KHK, 7088 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaşmıştır.
3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere (V/3.2) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.