Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3188 E. 2022/6475 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan taşınmaz satışının iptali ve tescili davasında, alıcının vekil ile işbirliği içinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı devrettiği, davalı şirketin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde olduğunun, davalı tarafın ihtara rağmen ticari defterlerini sunmaması ve davalı vekilin davalı şirketin bayisi olması ve şirketten para almadığına dair beyanları ile diğer delillerden anlaşıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline karar veren hükmü onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... Yem Gübre ve Hayvancılık Sanayi Ticaret A.Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacı, davalı ...’in ölen eşinin ve kendisinin aile dostları olduğunu, adına kayıtlı dava konusu 135 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölüm üzerinde ipotek tesis edilerek bankadan kredi kullanabilmesi amacıyla davalı ...’e vekaletname verdiğini, ancak adı geçen davalının kendisinin hukuki bilgiden yoksun olmasını fırsat bilerek taşınmazın satış yetkisini içeren vekaletname aldığını ve vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı diğer davalı ... Yem A.Ş’ye satış yoluyla devrettiğini, şirket yetkililerinin taşınmazın davalıya ait olmadığını bilmelerine rağmen, kötüniyetli olarak taşınmazı iktisap ettiğini, taşınmazların muvazaalı olarak ve vekalet görevinin kötüye kullanılması sonucu iradesi dışında satıldığını, herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa tespit edilecek bedelin davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Yem Gübre ve Hayvancılık Sanayi Ticaret A.Ş, davacı ile diğer davalı ... arasındaki iç ilişkiyi bilemeyeceğini, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, 22.04.2015 tarihli celsedeki beyanında; davalı şirketin bayiliğini yaptığını ve nakit paraya ihtiyacı olduğu dönemde bankadan kredi kullanabilmek amacıyla dava konusu taşınmaza ipotek tesisi için vekaletname aldığını, ancak davalı şirketin ipoteğin kabul edilmeyeceğini, taşınmazın adına devredilmesi gerektiğini istemesi üzerine taşınmazı devrettiğini, ancak şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının sunduğu sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16/03/2016 tarihli ve 2014/302 E., 2016/158 K. sayılı kararıyla; kayıt maliki olan davalı şirketin vekil ... ile el ve işbirliği içerisinde olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, vekil ...’in ise vekalet görevini kötüye kullandığının ispatlandığı gerekçesiyle tazminat isteğinin kabulü ile 134.189,37 TL’nin davalı ...’ten tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/12/2019 tarihli ve 2016/14086 E., 2019/6166 K. sayılı kararıyla;“...Somut olayda; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir. Şöyle ki dava konusu taşınmazın akitteki bedeli 70.200,00 TL olup, temlik tarihindeki gerçek değer keşfen 134.189,37 TL olarak saptanmış, ancak gerçek bedelin davalı şirket tarafından ödenip ödenmediği üzerinde durulmadığı gibi, davacı ... ve davalı vekil ... arasında düzenlenen ve vekil ... tarafından içeriği kabul edilen 27.09.2011 tarihli “Sözleşme” başlıklı belge de değerlendirilmemiş, davalı şirketin anılan sözleşme hakkında bilgisinin olup olmadığı, davacı ile vekil ... arasındaki ilişkiyi şirketin bilip bilmediği şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmemiştir. Hâl böyle olunca, davalı şirketin defterleri üzerinde inceleme yapılarak gerçek bedelin davalı şirketçe ödenip ödenmediğinin açıklığa kavuşturulması, vekil ... ile davalı şirket arasındaki ilişkinin belirlenmesi, yine davacı ... ile vekil ... arasındaki ilişkiyi şirketin bilip bilmediğinin, vekil ile alıcının el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırıp zararlandırmadıklarının açıklığa kavuşturulması, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18/06/2021 tarihli ve 2020/130 E., 2021/659 K. sayılı kararıyla; Yargıtay bozma kararı doğrultusunda davacı tarafa ticari defterleri sunması için usulüne uygun ihtaratı da içerir şekilde kesin süre verildiği, davalı tarafın 28/01/2021 tarihli beyan dilekçesi ile şirketin müflis durumda olduğunu, bu nedenle defterleri sunamayacaklarını bildirdiği, şirket merkezi olan Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğünce verilen cevapta şirketin faal olup iflas etmediğinin bildirildiği, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen 27/09/2011 tarihli sözleşme başlıklı belge, TBK'nın 504 ve devamı maddeleri, TMK'nın 3. maddesi, davalı tarafın ihtara rağmen defterleri sunmaması, davalı ...'in davalı şirketin bayii olması ve şirketten para almadığına ilişkin beyanı bütün olarak değerlendirildiğinde davalı şirketin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Yem Gübre ve Hayvancılık Sanayi Ticaret A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... Yem Gübre ve Hayvancılık Sanayi Ticaret A.Ş. vekili, müvekkilinin tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak dava konusu taşınmazı satın aldığını, davacı ile diğer davalı arasındaki anlaşmazlığı bilmediğini, bilmesinin kendisinden beklenemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1. maddesi). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

6.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (IV/2) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı ... Yem Gübre ve Hayvancılık Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.874,47 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.