Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3215 E. 2022/6396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, vekaletname verdiği kişinin taşınmazını bedelsiz olarak devrettiğini ve kendisine verilmesi gereken kredinin verilmediğini iddia ederek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile vekalet verdiği kişi arasında yapılan anlaşmada taşınmazın kredi taksitlerinin davacı tarafından ödeneceğinin ve taksitler bitince taşınmazın davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak kredi taksitlerinin ödeme günü başlamadan taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği, kayıt maliki davalının ise dava konusu taşınmazı görmeden satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve taşınmazdaki kiracının da halen davacı ...’nin kiracısı olduğunun anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MERSİN 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı ... vekili ve asli müdahil Akbank vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili ve asli müdahil Akbank vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava dışı eşinin maddi ihtiyacı sebebiyle bankadan kullanılacak krediye teminat olması amacıyla maliki olduğu dava konusu 11365 ada 2 parseldeki 13 nolu bağımsız bölümün geri verilmesi şartıyla satışı hususunda davalı ...’e vekaletname verdiğini, vekil ...’in taşınmazı kardeşi olan diğer davalı ...’e bedelsiz olarak devrettiğini, davalı ... tarafından kredi kullanılarak taşınmaz üzerine Akbank lehine 130.000,00 TL bedelli 1. dereceden ipotek tesis edildiğini, ancak devirden sonra çekilen kredinin kendisine verilmediğini, davalıların taşınmazı geri iade etmedikleri gibi davalı ...’in baldızı olan diğer davalı ...’e satış suretiyle devredildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, davalı ...’in de iyiniyetli olmadığını, taşınmaza ipotek tesis edilmesi nedeniyle de ayrıca zarara uğradığını, Akbank’a davanın ihbarının gerektiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile şimdilik 130.000 TL'nin tahsili ile taşınmazdaki ipotek yükünden doğan zararı nedeniyle şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ...; davacının acil paraya ihtiyacı sebebiyle dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulması suretiyle kredi kullandıklarını, davacıyla aralarında yaptıkları yazılı anlaşmada taşınmazın kredi teksitlerinin davacı tarafından ödeneceğinin, kredi taksitleri bitince de taşınmazın tekrar davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davacının anlaşmaya uymayarak kredi taksit ödemelerini yapmadığını, bunun üzerine yatırım amaçlı taşınmaz satın almak isteyen diğer davalı ...’e taşınmazı ipotekli olarak devrettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Davalı ..., dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı davalı ...’ten bedelini ödeyerek satın aldığını, 200.000 TL’sini birikimi ile ödediğini, kalan kısmı yönünden ise taşınmaz üzerinde 130.000 TL’lik ipotekli şekilde satın aldığını, davacı ile diğer davalılar arasındaki durumu bilmediğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asli Müdahil Akbank vekili; bankanın ipotek hakkı sahibi olarak iyiniyetli 3.kişi olduğunu, taraflar arasındaki alım-satım işleminin tarafı olmadığını, ipotek işleminin gerçek olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı ... tarafından dosyaya sunulan davacının imzasının bulunduğu belgenin inançlı işlemin ispatı yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla, davacının inançlı işlem ile çekişmeli taşınmazı davalı ...’e devrettiği, davalılar tarafından kullanılan kredinin davacıya verildiğinin ispatlanamadığı, kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle Akbank tarafından cebri icra yoluyla taşınmazın satışa çıkarıldığı, kayıt maliki davalı ...'in ise satış bedelinin ödediğini ispat edemediği, diğer davalıların yakın akrabası olması nedeniyle iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile, davacının ipotek nedeniyle alacak isteğinin de davalılar ... ve ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, asli müdahil Akbank vekili ise, ihtiyati tedbir kararına itiraz ederek kaldırılmasını talep etmiştir.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı ... vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...’in iyiniyetli olduğunu, davalı taraflar yakın akraba olmayıp davalı ...’in sadece diğer davalı ...’in boşanmış olduğu eşinin kız kardeşi olduğunu, yatırımlık ev aradığından taşınmazı satın aldığını, kredi taksitlerini ödemeye bir süre devam etmişse de eşinin çalışamayacak hale gelmesinden dolayı belirli bir zamandan sonra kredi taksitlerini de ödeyecek maddi gücünün kalmadığını, davalı ...’e ödeme yaptığına dair delilleri de bulunmasına rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, davalının diğer davalılar ile aralarında cereyan eden olaylardan haberinin olmadığını, kaldı ki olsa dahi tapu siciline güven ilkesi gereği taşınmazın bedelini ödediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

Asli Müdahil Akbank A.Ş. vekili ihtiyati tedbir karanına itiraz dilekçesinde; yargılama sırasında taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettikleri halde İlk Derece Mahkemesince bu hususta hiçbir karar verilmediğini, taşınmaz üzerinde iyiniyetli 3.şahıs durumunda bulunan Akbank lehine ipotek mevcut olduğunu, bankanın tarafların gizledikleri muvazaalı hususu bilme imkanın bulunmadığını belirterek, taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28/02/2022 tarihli ve 2021/2301 E. 2022/312 K. sayılı kararıyla; davalı ... tarafından dosyaya sunulan yazılı belgeye göre kredi taksitlerinin davacı tarafından ödeneceği, taksitler bitince de dava konusu taşınmazın davacıya iade edileceği hususunda tarafların anlaştıkları, ancak kredi taksitlerinin ödeme günü başlamadan çekişmeli taşınmazın davalı ... tarafından davalı ...’in eski baldızı olan davalı ...'e muvazaalı olarak devredildiği, kayıt maliki davalı ...’in ise dava konusu taşınmazı görmeden satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taşınmazda bulunun kiracının da halen davacı ...’nin kiracısı olduğunun anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, asli müdahil Akbank vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebi yönünden yapılan incelemede ise ihtiyati tedbir kararının cebri icra yoluyla satışa engel olmadığı, iradi olarak üçüncü kişilere satış yapılmaması amacıyla ihtiyati tedbir konulmasının yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı ...’in istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine; asli müdahil Akbank A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve asli müdahil Akbank vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili, davacı tanıklarının çelişkili beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, diğer davalılar arasında gelişen olaylardan haberdar olmadığını, kaldı ki olsa dahi tapu siciline güven ilkesi gereği satış bedelini ödediğini, davalının davalı ...'in eski baldızı olmasının da taşınmazın satışına engel olmadığını, taşınmazı yatırım amaçlı satın alarak satış bedelini davalı ...'e ödediğini, bankaya olan ipotek taksitlerini de bir müddet ödemeye devam ettiğini ancak eşinin rahatsızlığı ve çalışamaması nedeni ile kredi taksitlerini ödeyemeyecek hale geldiğini, iyiniyetli olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

Asli müdahil Akbank A.Ş. vekili; Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararında açıkça tedbirin rızai satışlara engel olduğu belirtilmesine rağmen cebri satış için izin verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılması talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat ve alacak istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.

Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.

İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nın 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.

Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir. İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların veya inanılanın imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz.

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde olmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.2. Asli müdahil Akbank A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

İhtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilen kararların temyize tâbi olmadığı gözetildiğinde asli müdahil Akbank vekilinin temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1. Asli müdahil Akbank A.Ş. vekilinin 10.03.2022 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz eden asli müdahile geri verilmesine,

2. Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.721,56 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.