"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SAMANDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...’nin kayden maliki olduğu 416 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’e devrettiğini, mirasbırakanın dava dışı 427, 428, 438 ve 1147 parsel sayılı taşınmazlardaki payını da yine davalı ile dava dışı oğlu ...ye temlik ettiğini, yapılan tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının alım gücünün de bulunmadığını, mirasçılardan ... tarafından aynı taşınmaz hakkında açılan davanın kabul edildiğini ileri sürerek 416 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davaya konu taşınmazın babası ve annesinin bakımlarını yapması nedeniyle davalıya temlik edildiğini, temlik tarihinde kıraç olan taşınmazın değerinin düşük olduğunu, taşınmazın diğer yarısının da halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğunu, mirasbırakanın bakımlarının üstlenilmesi için diğer mirasçılara birden çok teklif götürdüğünü ancak hastalığının bulaşıcı olması nedeniyle davalı dışında kimsenin buna razı olmadığını, kazancı bulunmayan mirasbırakan ve eşinin tüm giderlerini davalının karşıladığını, dava dışı 1147 parsel sayılı taşınmazın bedelinin mirasbırakana ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15/01/2021 tarihli ve 2016/541 E. 2021/17 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın temlik dışı tek taşınmazının 416 parselin 1164/2400 hissesi olduğu, mal satmaya ihtiyacının olmadığı, son dönemlerinde davalı ...'nin kendisiyle ilgilendiği anlaşılmakta ise de davalıya devredilen taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ve davalının mirasbırakana bakım süresi dikkate alındığında bakım akdi karşılığı yapılan devrin makul ölçüleri aştığı, temlikin mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 416 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanıın süresinde açılmadığını, davacıların saklı payının ihlal edilmediğini, mirasbırakanın nadir görülen ve bulaşıcı bir hastalığa sahip olduğunu, bakımının zahmetli ve masraflarının fazla olduğunu, mirasbırakanın sağlığında bakım akdini feshetmediğini, davaya konu taşınmazın terekenin tamamına oranının belirlenmediğini, taraflı tanık beyanının hükme esas alındığını, uzun süre cezaevinde kalan tanığın beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21/02/2022 tarihli ve 2021/851 E., 2022/268 K. sayılı kararıyla; Yerel Mahkeme gerekçesine ek olarak mirasbırakanın daha önceden oğullarına bir çok taşınmaz devrettiği ancak davacı kızlarına temlik ettiği taşınmaz bulunmadığı, diğer mirasçı tarafından açılan davada kesinleşen kabul kararının iş bu dava dosyası yönünden kuvvetli delil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı geçtikten sonra açıldığını, mirasbırakanın yaşı, sağlık durumu, temlikin tüm mameleke oranı gibi hususların dikkate değerlendirilmediğini, davalının yaptığı bakım masraflarının dikkate alınmadığını, davacıların saklı payının ihlal edilmediğini, taşınmazın imar revizyonu nedeniyle değerlendiğinin dikkate alınmadığını, rapora itirazın reddedildiğini, kesinleşen diğer davada usulüne uygun yargılama yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
3.2.2. Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
3.2.3. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
3.2.4. Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) nolu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (III) ve (IV/3.) nolu paragraflarda gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 29.375,49.-TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 10/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.