"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1001 ada 66 parsel sayılı taşınmazdaki 17 nolu bağımsız bölümün 220.000,00 TL karşılığında satışı konusunda davalı ... ile sözlü olarak anlaştığını, Tapu müdürlüğüne başvurduklarında taşınmazın emlak bedelinin 56.000,00.-TL çıktığını, davalının çok yüksek tapu harcı çıkacağı ve satış bedelinin tamamının banka havalesi yolu ile ödenmesi halinde yine maliye açısından sorun çıkacağından bahisle davacıya rayiç bedeli banka havalesiyle, aradaki farkı ise elden tapuda satış işleminden sonra ödeyeceğini beyan ettiğini, ancak satıştan sonra yalnızca rayiç bedelin ödendiğini, davalının kredinin onaylanmadığını söyleyerek davacıyı oyaladığını, davacının iradesinin hile ile sakatlandığını ve işlemin aynı zamanda gabin teşkil ettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa taşınmazın gerçek bedeli ile ödenen tutar arasındaki farkın tazminat olarak satış tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı 150.000 TL karşılığında satın aldığını, satış tarihinde satış bedelinin bankada hazır olduğunu, ancak davacının rayiç bedeli belediyeden öğrenerek bu tutarı bankadan, geri kalan tutarı nakit olarak talep ettiğini, bunun üzerine 91.500 TL bakiye tutarı aynı gün bankadan çekerek nakit 94.000 TL ile eft yoluyla gönderdiği 56.000 TL’yi ödediğini, bu hususun kamera kayıtları ile tespit edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 15/10/2019 tarihli ve 2018/92 E., 2019/391 K. sayılı kararıyla; Resmi senete satış bedelinin ödendiğinin yazılı olduğu, senette gösterilen bedelin davacı hesabına gönderildiği, davalının aynı tarihte kendi hesabından 91.500 TL çektiği, davacının iddiasını resmi senetle aynı güçte delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2020 tarihli ve 2020/194 E., 2020/752 K. sayılı kararı ile "davalı cevap dilekçesinde ve aşamadaki beyanlarında satış bedelinin 150.000-TL olduğunu ve bu bedeli ödediğini belirtmiştir. Bu durumda, ispat yükünün davalıya düşeceği kabul edilerek davalının satış bedelini ödediği yönündeki savunması karşısında ödeme iddiasına ilişkin davalının delillerinin toplanılması oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde verilen karar hatalıdır” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonrasında 16/02/2021 tarihli ve 2020/210 E., 2021/104 K. sayılı kararla davalının satış bedelini davacıya havale etmeden 20 dakika 57 saniye önce 91.500,00 TL'yi nakit çekmesi nedeniyle bu parayı davacıya ödediğinin kabul edildiği, davalının kendi ikrarını somut deliller ile ispatladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve aşamadaki beyanlarını tekrarla taşınmazın rayiç bedelinin davacıya ödenmediğinin sabit olduğunu, bu hususun bilirkişi raporu ile de desteklendiğini, davalının hesabında taşınmaz bedelini karşılayacak miktarda paranın hiçbir zaman bulunmadığını, davalının kaldırma kararı doğrultusunda savunmalarını kanıtlayamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25/02/2022 tarihli ve 2021/923 E., 2022/299 K. sayılı kararıyla; davalının davacıya para gönderdiği gün 15:16:34 saatinde 56.000,00 TL'yi davacıya göndermeden önce 91.500,00 TL'yi nakit çekmesi ile davacıya bu parayı ödediği dosya içeriğine göre sabit olmakla davacı tarafça satış bedelini almadığına ilişkin iddiasının aynı güçte yazılı delil ile ispat edilemediği, davacı tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olması nedeniyle beyanlarına itibar edilmeyeceği, ispat edilemeyen davanın reddine yönelik karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, davalının kaldırma kararı doğrultusunda savunmalarını kanıtlayamadığını, çekilen paranın davacıya ödendiğinin kanıtlanamadığını, bu hususta davalı beyanının esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (III) ve (IV/3.) no.lu paragraflarda gösterilen gerekçeyle ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken 80,70-TL onama harcı peşin alındığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, 03/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.