Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3246 E. 2023/5612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfıyla tescil edilen taşınmazın bir kısmına malik olduğunu iddia eden davacının, tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu davada, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/993 E., 2021/1044 K.

DAVA TARİHİ : 16.10.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/Başvurunun Kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/484 E., 2021/232 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... ili,...ilçesi, ... köyünde kain 116 ada 176 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda mera vasfıyla kamu orta malı olarak tespit edildiğini, ne var ki bu taşınmazın sınırları içerisinde kalan yaklaşık 4 dönüm ve 14 dönüm yüzölçümündeki iki ayrı kısmının davacıya ait olduğunu, davacı ve mirasbırakanlarının yaklaşık yüz yılı aşkın süredir devam eden malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunduğunu, belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... temsilcisi; kadastro çalışmaları sırasında arazi sahipleri taşınmazlarının başına gelmedikleri için dava konusu taşınmazların sehven ölçüme alınmadığını, söz konusu taşınmazlara ilişkin olarak sahipleri adına tapu verilmesinde köy tüzel kişiliği olarak herhangi bir itirazlarının bulunmadığını beyan etmiştir.

Davalı Hazine vekili ;dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2021 tarihli ve 2017/484 Esas, 2021/232 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 25.09.2007 tarihinde kesinleştiği, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.10.2017 tarihinde açıldığı belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi uyarınca davanın hak düşürü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada ileri sürdüğü iddiaları tekrarlayıp hak düşürücü süre nedeniyle ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve yargılama gideri ile vakelet ücretine de itiraz ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili, vekalet ücretinin eksik belirlendiğini belirtip kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli ve 2021/993 Esas, 2021/1044 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/2 inci maddesi gereğince davalı Hazine lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise harç iadesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Dava konusu ... ili,... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 176 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına ilişkin kadastro tespitinin kesinleşme tarihinin 25.09.2007 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra16.10.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;

Aşağıda yazılı bakiye 189,15 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.