"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1998/119 E., 2008/121 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 54 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacılar ve davalılar adına tapu kaydı nedeni ile tespit ve tescil edildiğini, davacıların mirasbırakanı ...'in 48/192 hisse oranında malik olduğunu, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmazın tamamının davacıların mirasbırakanı ...'e ait olduğunu, taşınmaza davacıların uzun süre zilyet olduklarını ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılardan Hüseyin Koyun yargılama sırasında davayı kabul etmiş; diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarih ve 1998/119 Esas 2008/121 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanına ait olduğu iddiasıyla her ne kadar dava açılmış ise de aynı konuda Kadastro Mahkemesine 1986/103 Esas sayılı dava dosyasında mirasbırakan ... tarafından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, yine mahkemenin 1986/323 esas sayılı dava dosyasında ise mirasbırakan ... tarafından açılan tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, davanın davacı tarafça takip edilmemesi, masraf verilmemesi sebebiyle kararın tebliğe çıkarılamadığı, bu kez Mahkememizin eldeki dosyasında mirasbırakan ... varisleri tarafından aynı konuda tapu iptali tescil davası açıldığı, dava konusu taşınmaza uygulanan Haziran 1936 tarih ve 12 sıra numaralı ve Muharrem 1288 tarih ve 19, 37 ve 55 numaralı tapu kayıtları dikkate alındığında davacının davasında haklı olmadığı, bu tapu kayıtlarının da keşif esnasında tam olarak uygulanamadığı, bu nedenle davacıların davayı ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B.Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların ve miras bırakanının 50 yılı aşkın süredir taşınmaza zilyet olduğunu, davalılar ait taşınmazın daha yukarıda kaldığını, tapu kaydının bu taşınmaza uymadığını, tapu kaydı uymuş olsa bile davacılar lehine tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğini,Mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13, 14 ve 20 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Gazipaşa ilçesi, Cumhuriyet (Pazarcı) Mahallesinde 1981 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 54 ada 19 parsel sayılı 3.540,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle hisseli olarak davacıların mirasbırakanı ile davalılar adına tespit edilmiş ve davacıların miras bırakanının kadastro mahkemesinde açtığı dava sonucu hükmen tescil edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza uygulanan Haziran 1936 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydı ve Muharrem 1288 tarih ve 19, 37 ve 55 numaralı tapu kayıtları dikkate alındığında davacının davasında haklı olmadığı, bu tapu kayıtlarının da keşif esnasında tam olarak uygulanamadığı bu nedenle davacıların davayı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Mahkemece tespite esas tapu kaydı yöntemince uygulanıp dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiştir. Kayıtlarda yazılı sınır yerlerinin bilirkişilere arazi üzerinde gösterilmediği gibi uygulamayı izlemeye olanak verir biçimde kroki de düzenlenmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 inci maddesine göre kayıt ve belgelerin harita, plan ve krokiye dayanması halinde bu kaydın kapsamı dayanılan harita, plan ve krokiye itibar edilmek suretiyle belirlenir. Kaydın haritası yok veya uygulama imkanı bulunamıyor ise hudutlara değer verilir. Ayrıca davacıların miras bırakanı da tespite esas tapu kaydında hisseli malik olduğundan zilyetliğin süresine ve sürdürülüş biçimine nazaran davacılar lehine tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği karar yerinde tartışılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, tespite esas tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilmeli, tapu kaydının revizyon gördüğü parseller ile komşu parsellere ait ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzurunda yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Yasa'nın 20 nci maddesi göz önüne alınarak varsa haritalar uygulanmak suretiyle haritaların bulunmaması halinde ise sınırlarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, tapu kaydının tüm sınırları tek tek okunup yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle mahallinde uygulanmaya çalışılmalı, uygulamada komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, keşifte gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaret ettirilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli;
Uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamında kaldığının anlaşılması halinde bilirkişi ve tanıklardan tapu kapsamında kalan taşınmazın tapu malikleri ya da mirasçıları arasında tapu dışı yolla devir edilip edilmediği, hissedarlar arasında pay satışı yapılıp yapılmadığı, taşınmazın kimin hangi tarihten beri zilyetliğinde olduğunun ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında ayrılık doğduğunda çelişkiler giderilmeli, tapu malikleri arasında müşterek mülkiyet hükümlerinin geçerli olması durumunda zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimine göre zilyet olmayan pay tapu maliklerinin ölüm tarihleri de gözetilerek kayıtların hukuki değerlerini yitirip yitirmediklerinin karar yerinde tartışılıp değerlendirilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde yöntemince zilyetlik araştırması yapılmalı, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Değinilen hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.